Biz Kızıldere'de, idam sehpalarında, işkencehanelerde,
zindanlarda, sokaklarda, evlerde, dağlarda defalarca katledildik defalarca. Ve
istisnasız her seferinde, düşman iletişim araçları kullanılarak
"çökerttik", "yok ettik", "büyük darbe vurduk"
karapropaganda yapılarak halk kitlelerinin güvensizliğe düşürülmesi,
umutlarının tüketilmesi amaçlandı.
Emperyalist saldırganlık altında, milyarlarca yoksulun
umudunun karartıldığı, sosyalizmin bir kurtuluş olamayacağının dayatıldığı,
tarihin en büyük tasfiyeciliğinin yaşandığı koşullarda, devrimci hareketin
önder kadroları, savaşçıları, direnişleriyle ezilen halklara, kurtuluş
hareketlerine güç verdiler.
Dün de bugün de bizim bir amacımız vardır; halkın devrimci
iktidarını kurmak.
Bu savaş haklıyla haksızın, ezenle ezilenin, sömürenle
sömürülenin tarihsel savaşıdır.
Kurşunlar yağarken "Tam Bağımsız Türkiye"
sloganları yükseliyordu Kızıldere’deki kerpiç evden. Denizler idam sehpasında
“Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarını haykırdılar. Şafaklar, Bahtiyarlar,
Elifler... “Berkin İçin Adalet” derken, adaletsizliğin olduğu yerde sömürünün,
zulmün olduğunu biliyorlardı. Adaletin olmadığı yerde barışın, demokrasinin,
bağımsızlığın,
eşitliğin olmayacağını biliyorlardı. Halk için adalet
savaşı, emperyalist düzene karşı savaştır. Halkın iktidarı için savaştır.
“Anarşizm’le”, “terörizm” yalanlarıyla boğamayacakları, boğamadıkları halk
kurtuluş savaşıdır.
Biz diyoruz ki: Herkes, her şey, dünya değişti. Gelenek
değişmedi, değişemez de.
“Kızıldere’nin adı bile değişti, bir siz değişmediniz”
dediler. Değişmedik. Değişmeyeceğiz. “Islah olmayacağız, yola gelmeyeceğiz,
uzlaşmayacağız” dedik.
Çünkü bizim bir yolumuz vardı ve bu yolda yıllardır milim
sapmadan yürümeye devam ediyoruz. Sömürü ve zulüm düzeni sona ermedikçe de
değişmeyeceğiz. Emperyalist saldırganlık altında, milyarlarca yoksulun umudunun
karartıldığı, sosyalizmin bir kurtuluş olamayacağının dayatıldığı, tarihin en
büyük tasfiyeciliğinin yaşandığı koşullarda, devrimci hareketin önder
kadroları, savaşçıları, direnişleriyle ezilen halklara, kurtuluş hareketlerine
güç verdiler.16-17 Nisan 1992’de Sabolar Çiftehavuzlar’da üslerinde
kuşatıldıklarında camdan sosyalizmin orak-çekiçli bayrağını dalgalandırıp
“Bayrağımız Ülkenin Her Yerinde Dalgalanacak” diye haykırmışlardı. Saboların
Çifte Havuzlar ’da dalgalandırdığı bayrağı asla yere düşürmedik. Ülkenin
dörtbir yanında dalgalandırdık. Bugün de sosyalizmin bayrağını. dalgalandırma
onuru BİZİMDİR. Biz diyoruz ki; milyon dolarların hükmü yoktur bizde. Dolarlar
sizin çürümüş düzeninize aittir...
İnançları için canını feda edenleri bitiremezsin. Tüm
şehitlerimize ant olsun ki, şehitlerimizin kanlarıyla kızıllaşan sosyalizmin
bayrağını dünya semalarında Türkiye’den dalgalandırmaya
devam edeceğiz. Devrime kadar bayrağımız asla yere
düşmeyecek.
Cephe Milisleri