Çoklu Baro düzenlemesini içeren Avukatlık Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edilerek, yasalaştı!
Yapılan elektronik oylamaya 417 milletvekili katılırken, 251
milletvekili "kabul", 163 milletvekili "ret" oyu kullandı.
Yasa değişikliği hükümleri, ekim ayında yapılacak baro
seçimleri ve geçici madde düzenlemesiyle bu yıl Aralık ayına çekilen Türkiye
Barolar Birliği seçiminde uygulanacağı bildirildi. Oysa 80 il barosu bu
uygulamaya karşı çıkıyordu. Sadece barolar değil, demokratik kitle örgütleri,
sendikalar ve meslek odaları da karşıydı uygulamaya. AKP'nin sunduğu, MHP'nin
de imza koyduğu teklif tüm tepkilere rağmen yasallaştı.
Çoklu Baro düzenlemesini içeren Avukatlık Kanunu’na tepki gösteren barolar, baro başkanları ve
avukatlara faşist AKP iktidarının emrindeki polisler gaz bombalarıyla, kalkanlarıyla,
coplarıyla saldırdı. Avukatlar nezdinde savunmaya, adaletsizliğe karşı alanlara
çıkan avukatlara saldırı yapıldı.
AKP hükümeti ve değnekçisi MHP bu uygulama ile halklarımızı
bir umutsuzluk çemberinde boğmak istiyorlar.
İktidar bu uygulama ile halkımızı tam kuşatma altına alarak
savunmasız bırakmayı amaçlamaktadır! Aynı şekilde halkımız yasalar ve yasaklar
çemberiyle kuşatılmıştır. Ama çok daha önemlisi umutsuzluk çemberiyle
kuşatılmak istenmektedir. Çünkü egemen sınıflar bilmektedirler ki, kitleleri
düzenin bir parçası, sömürü ve zulüm çarkının bir dişlisi haline getirebilmek
için, asıl hapsedilmeleri gereken çember budur. Umudun olduğu yerde, küçük ya
da büyük, parlak ya da cılız bir umut ışığının olduğu yerde egemen sınıflar
halkın mücadelesini, direnişini asla ve asla bitiremezler. Umutsuzluk kitleler
ise çaresiz çürümeyi, çaresiz yozlaşmayı yaşayacaklardır.
Bugün işte tam böyle bir kaos ortamı vardır. Her şey
belirsizdir, yarın belirsizdir. Düzen alabildiğine acımasızlaşmıştır. Emeğiyle
geçinen bir insanın değil az çok rahatını sağlaması, günlük yaşamını sürdürmesi
mucize haline gelmiştir. Yarın belirsizdir, yarına dair bir güvence
kalmamıştır. İşte böyle bir ortamda insanların "aman şu çarkın bir
tarafından ben de tutayım, ben de kendimi kurtarayım" diye düşünmesi hiç
de anormal değildir. Düzen böyle bir yaşam tarzını egemen kılarak kendini
ayakta tutmayı esas almıştır.
Ancak umutsuz olmamalıyız!
UMUT olmak, umudun var olduğunu göstermek zorundayız.Bu
ülkede umudu büyüten halkın avukatları ise saldırıları göğüsleyerek, baskı
yasalarına, adaletsizliğe karış hayatlarını ortaya koyarak göstermektedirler.
Aynı avukat Aytaç ÜNSAL ve Ebru TİMTİK gibi…
Direnen halkın avukatlarını destekleyerek, umutsuzluğa yer
vermeyelim!
Ölüm orucunda olan Avukat Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik’i
yaşatmak için talepleri kabul edilsin!
Türkiye’deki Tutuklu Avukatlarla ile Dayanışma Komitesi