Ebru Timtik Ve Aytaç Ünsal İçin Adalet İstiyoruz
Halkın Hukuk Bürosu
Avukatları Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik düzmece bir iddianameye dayandırılan ve
AKP faşizmin talimatları üzerine şekillenen bir dava sonucu 16 avukat
arkadaşlarıyla birlikte toplam 159 hapis cezasına çarptırıldılar.
12 Eylül 2017 tarihinde Halkın Hukuk Bürosu Avukatları
Türkiye’nin farklı kentlerinde KHK’larla işlerinden ihraç edilen Kamu
Emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın savunmasını hazırlarken eşzamanlı
bir operasyonda gözaltına alınıp tutuklandılar. Bir senelik tutukluluktan sonra
Halkın Avukatları görülen mahkemede tahliye edildiler. Bu duruma itiraz eden
AKP, mahkeme heyetini görevden alıp AKP’ye rüştünü daha önce ispatlamış olan
Akın Gürlek başkanlığında yeni bir heyet görevlendiriyor. Eski heyetin yerine
getirdiği heyetle, tahliyeden sadece 10 saat sonra yeni bir tutuklama kararı
çıkarttırıyor. Hiçbir delil ve kanıt eklenmeyen, yani tahliye ile sonuçlanan
dosya üzerinden yeni bir yargılama süreci başlatıldı.
Duruşmada usülsüzlüklerden, adaletsizliklerden sadece birkaç
örnek:
- 167 gün
sonra açılan, asılları ve kopyaları avukatlara verilmeyen dijital deliller
- Tahliye
olan avukatlar 10 saat içinde tahliye edildikleri dosya üzerinden tekrar
tutuklanıp 159 yıl hapis cezasına çarptırıldılar
- Gizli
tanıklar SEGBİS’le ve yüzleri kapalı ifade verdi
- Gizli
tanıklarıdan biri, gerçekte yok! Hayali olarak yaratılan tanıktan alınan
ifadede savcı imzası var. Cumhuriyet Savcısı, Sahte belgeye imza attı
- İtirafçılardan
biri, belgelenmiş atipik psikozu olan İsmet Özdemir, 147 ayrı dosyada ‘tanık’.
Duruşmada hakime ‘hatırlamıyorum bu hangi dosya?’ diye sordu.
- Diğer
İtirafçılardan İrem Kıvrak ve Kenan Doruk’un ifadeleri harfiyen aynıdır. Bunu
fark eden savunma avukatların itirazı üzerine savcılık İrem Kıvrak’ın
ifadelerini dosyadan çıkartıyor.
Bu adaletsiz, hukuksuz durumu protesto etmek için tutuklu
avukatlar ikinci davadan
sonra süresiz açlık grevine başladılar. Yalnız tüm bu usrlsüzlüklere,
keyfiliklere rağmen verilen 159 yıl hapis cezasına karşı önce Ebru Timtik, daha
sonra Aytaç Ünsal süresiz açlık grevi direnişini Ölüm Orucu Direnişine
çevirdiler. Talepleri çok basit ve kabul edilir: Adil Yargılanma!
Verilen ceza istinaf mahkemesi tarafından da onaylanınca
Yargıtay’a taşınmıştır. Yalnız şubat ayından beri masasında olmasına rağmen
bugüne dek dosya incelenmemiştir, tek bir açıklama dahi yapılmamıştır. Yargıtay
16.Ceza Daire-si Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın ölüm orucunda olduğunu bildiği
halde bugüne dek dosyayı incelememesi, onları katletmek istediğinin
göstergesidir. Dünyanın dört bir yanında onbinlerce avukatı temsil eden
yüzlerce Baro’nun açıklamasında dosyanın evrensel hukuk anlayışına aykırı
olduğunu, direnen avukatların derhal tahliye edilmesini talep eden çağrılar
vardır. Buna rağmen Yargıtay 16.Ceza
Dairesi aylardır incelemediği dosyada hala ilerleme kaydetmiyor.
Açlığın 200.günü aşıldığı için Ebru ve Aytaç, ağız ve boğaz
bölgelerinde yaralar, kollarında ve bacaklarında morluklar, nefes darlığı gibi
sağlık sorunları yaşıyorlar. Haklarında ‘Hapishane Koşullarında Kalamazlar’
Raporunun çıkarılmasına rağmen tahliye edilmeyip hapishanenin hastanelerine
kaldırıldılar. Burada Aytaç ve Ebru sürekli zorla müdahale tehditi altında
tutuluyorlar. Direniş artık günlerin, saatlerin değil, dakikaların önemli
olduğu bir sürece evrilmiştir. Ebru ve Aytaç’ı kurtarmak, onların adil
yargılanmalarını sağlamak hepimizin sorumluluğudur. Onları yaşatmak, demokrasi
mücadelesini yaşatmaktır.
Ebru Aytaç Onurumuzdur!
Devrimci Avukatlar Onurumuzdur!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Adil Yargılanma Hakkı En Temel Hakkımızdır!
Halkız Haklıyız Kazanacağız