"BEKLİYORUZ
SİZİ"
Aytaç Ünsal halkın avukatı... Halkına,
müvekkillerine ve kendine uygulanan Adaletsizliklere karşı bedenini ölüme
yatırarak barikat olan gencecik bir insan. Bir insan güzeli. Yoldaşı, büyüğü
Ebru Timtik ablasıyla birlikte en karanlık zamanlarda, evladını yitiren bir
ananın, gecekondusu başına yıkılan bir gecekondulunun, toprakları zehirlenen
köylünün, öğrenim hakkı elinden alınan öğrencinin hak savunucusu, nerede bir
haksızlık varsa, oraya koşanı, her zaman hazır Halkına "Hızır" olanı
insanlarımız olduğu için ne kadar övünsek ne kadar gurur duysak az...
Yine aynı adaletsizliklere dur demek
için gencecik ömürlerini ölüme yatırmış iki özgür tutsak Didem Akman, Özgür
Karakaya giden ömürlerine aldırmadan direnme nedenlerini anlatmaya çalışıyorlar
tüm dünyaya...
Tüm haksızlıkların önünü kesmek için
bedenlerinden barikat yapanlar çocuklarımıza
"... öyle acılar çeksem ki
çocuklar size hiç acı kalmasa..." dedikleri gibi 35 kilo kalmış
bedenleriyle ayağa kaldırmaya çalışıyorlar tüm dünyayı.
Ebru, Didem, Özgür, Aytaç erimiş
bedenleriyle bizlerin gözlerin içine bakıp ellerinden tutup, onları zulmün
elinden almamızı bekliyorlar. Aytaç Ünsal bize sesleniyor!
" Sorumlusunuz! Hepimizin
hayatını cehenneme çeviren, sorunları çözmek için mücadele eden, gün gün ölen
evladınızı, kardeşinizi, arkadaşınızı sahiplenmek zorundasınız. Siz de bu
sorunları çözmek için mücadele etmek zorundasınız…Yeter Artık, Verin arkadaşlarımızı...Hepimizin
emeğiyle sonunda hakkımız olanı mutlaka alacağız. Bekliyorum sizi...."
diyor.
Biz ne yapacağız? Bu sözleri
duyduğumuzda, okuduğumuzda bir kaç dakikalığına hüzünlenip, belki ağlayıp sonra
normal her zamanki günlük yaşamımıza mı döneceğiz?
HAYIR!!!
Böyle yapmaya hakkımız yok. Onlar
bizim evladımız, kardeşimiz, çocuklarımız, geleceğimiz... Onların gözlerinin
içine bakarak söylediklerini kulağımıza küpe yaparak bir kez daha silkelenmek
ve onların taleplerini haykırmak zorundayız... Bu sorumluluk Türkiye'de ya da
dünyanın neresinde olursak olalım bizim omuzlarımızda... Onların öldürülmesine,
zorla müdahale tehditti altında hastanelerde tutulmasına, taleplerine kulak
tıkanmasına izin veremeyiz. Bu bizim insanlık sınavımız aynı zamanda. Biliyoruz
hepimiz üzülüyoruz, biliyoruz canımız yanıyor, biliyoruz yönetenler bu gücü
bizim bir arada yeterince olamayışımızdan yani örgütsüzlüğümüzden alıyor. Ama
tüm bunlara rağmen kazanacağımıza inancımızı kaybetmeden bir kez daha bir kez
daha haykırmak zorundayız. Yetmezse bir kez daha, o da yetmezse bir kez daha
bir araya gelip haykıracağız. Umutsuzluğa kapılmaya da hakkımız yok. Halkın
avukatları ve özgür tutsaklar bizlere güvenerek, inanarak bedenlerini ölüme
yatırdılar. Bizlerde onların aydınlık yüzlerine, gözlerine bakıp elimizden
geleni yapmamız sorumluluğunu yüklüyor...
Vazgeçmiyoruz... Susmuyoruz... Halkın
avukatlarının ve Özgür Tutsakların taleplerinin kabul edilmesi için elimizden
geleni yapacağız. Ebru'yu ve Aytaç'ı zulmün elinden alacağız... Bunun için
Almanya Halk Cephesi olarak bu sesi daha da büyütmek için
-16 Ağustos 2020 Pazar günü bir günlük
destek açlık grevindeyiz.
- 17 Ağustos Pazartesi günü, bu
adaletsizliği haykırmak için Adalet Bakanlığını, Özgür ve Didem'in bulunduğu
hapishaneleri, Adli Tıp Kurumunu ve tüm sorumlu kurumları arayıp Ebru Timtik ve
Aytaç Ünsal'ın derhal serbest bırakılmasını isteyecek, onları öldürmelerine
izin vermeyeceğimizi söyleyeceğiz..
- 21 Ağustos günü Ölüm orucunda olan
Özgür Tutsaklara mektup yazacağız
ve 23 Ağustos 2020 Pazar günü Köln'de
yapılacak olan yürüyüş ve mitinge katılacağız. Herkesi Aytaç Ünsal'ında dediği
gibi o mitingde olmaya, sesimize ses katmaya, sesimizi, ellerimizi
birleştirmeye ve daha güçlü haykırmaya çağırıyoruz...
YAŞASIN ÖLÜM ORUCU DİRENİŞİMİZ!
EBRU TİMTİK VE AYTAÇ ÜNSAL DERHAL
SERBEST BIRAKILSIN!
DİDEM AKMAN VE ÖZGÜR KARAKAYA'NIN
TALEPLERİ KABUL EDİLSİN!
ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ
AVUKATLARIMIZ VE ÖZGÜR TUTSAKLARI YAŞATACAĞIZ!
ALMANYA HALK CEPHESİ
Miting yürüyüş başlama yeri ve tarihi:
23 Ağustos 2020
Köln, Hans-Börckler-Platz. Saat: 14.00
Miting Yeri: Ehrenfild Bürgerzentrum
Önü