Anadolu’nun Sesi TV olarak ilk yayın hayatımızı Samandağ’da,
polisin sorumsuzluğu ve keyfiyeti nedeniyle ölen-katledilen anneleri Edibe
Özçelik için adalet isteyen Özçelik ailesinden Ümit Özçelik ile röportaj
yaptık.
Bu röportajımızda ülkemizde yaşanan adaletsizliğin bir
örneğini görmekle birlikte, adaletsizliğe, haksızlığa karşı direnmenin
meşruiyetini, adaletsizliğe karşı örgütlenmenin önemini göreceğiz.
Direnişler Meclisi emekçilerini tutukladılar, çünkü onlar
ülkedeki adaletsizlikleri pasif direniş biçimiyle gün gün teşhir ettiler,
ülkemizdeki milyonların özlemi olan adaleti ve hakları gün gün haykırdı.
Ümit Özçelik diyor ki; “En sonu istediğimiz adaleti sağlamak
için alana çıkmaya karar verdik…”
İşte bu halkımızın adalete susuzluğunun göstergesidir.
Anadolu’nun Sesi TV’nin Özçelik ile yaptığı röportaj:
Anadolu’nun Sesi:
Kısaca kendinizi ve yaşadığınız bölgeyi tanıtabilir misiniz?
Ümit Özçelik: Öncelikle herkese merhabalar. Hatay’ın
Samandağ ilçesine bağlı ortalama 15 bin nüfuslu Tekebaşı Mahallesi’nde ailemle
birlikte yaşıyoruz. Mahallemiz, halkımız
hakları için mücadele etmeyi, direnmeyi bilen bir halk. Örnek verecek olursak;
daha önceleri yolumuzun yapılması için çeşitli eylemlikler yapılmış, belediye
binasına kadar yürüyüş yapmıştır. Mahallemizde yapılmak istenen “Rüzgâr
Enerjisi Santrali”ne karşı tüm mahalle esnafı kepenk kapatmış, bütün halk
yolları kapatıp RES kurulmasına engel olmuştur.
Anadolu'nun Sesi:
Sekiz aylık bir süreç geçti ve bu geçen zaman içinde
öncelikle halkın ve yakınlarınızın tepkisi vs. desteği nasıl? Bunlardan
bahsedebilir misiniz?
Ümit Ö.: Ev baskınlarından sonra akrabalar ve halkımızda
sahiplenme olduğu kadar ön yargılar da vardı. İlerleyen zamanlarda yaptığımız
çalışmalar göz önünde bulundu, bizim de adalet talebiyle başlatmış olduğumuz
direniş yakınlarımızın ve halkımızın ön yargılarını kırdı, haklı bir talep olmasıyla
beraber daha çok sahiplenmeyi ve desteği getirmiştir.
Anadolu'nun Sesi:
Direnişe ilk günler hemen hemen her gün saldırılar yaşandı.
Teşhir olduklarını anladıktan sonra ‘şimdilik’ saldırmıyorlar.
Peki dava ile ilgili savcılık-mahkeme herhangi bir adım
atıyor mu? Aileye veya avukatlara bununla ilgili bir şey söyleniyor mu?
Ümit Ö.: Direnişimizin 15. gününden sonra beş defa
saldırılar, gözaltılar oldu. Sonrasında çekimler ile taciz, direnişin 70.
gününden sonrası ise bizi halktan tecrit etmek için her gün saldırılar
işkenceler ve gözaltılar olmaya başladı, 113’üncü güne kadar böyle devam etti.
Mahalle ve Samandağ halkımız, haklı talebimizi ve bizi sahiplemesiyle
saldırılar son buldu.
Dava ile ilgili şimdilik sadece soruşturma açıldığını
biliyoruz. En son avukatımızla görüştüğümüzde buradaki savcıların değişeceğini
yeni gelenlerin dosyaya Ekim ayında bakabileceklerini söyledi.
Anadolu'nun Sesi:
Direnişi ferdi ve birkaç kişiyle sürdürüyorsunuz. Ayrıca,
aile direnişe başladı. Bu Antakya-Samandağ bölgesinde bir ‘ilk’ olarak
nitelendirilebilir. Bu konuda, halkımıza, özellikle tarihinde direngenlik olan
yerel halka dair bir çağrınız var mı?
Elbet bildiriler, günlük açıklamalar vb. yapılmakta. Bunları
haberlerden ve resmi direniş sayfasından takip etmekteyiz. Tabi böylesi bir
direnişte bu araçların yanında birebir görüşmeler oluyor mu?
Örneğin; bölgede bulunan yetkililerle, siyasi parti, örgüt,
sendika vb.? Bunlarla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Tepkileri-destekleri nasıl, kim ne dedi?
Ümit Ö.: Evet, direnişe ferdi olarak başladık. Yalnız alana
çıkma kararı vermeden önce iki kere basın açıklaması yaptık, bildiriler
çıkartıp dağıttık. En sonu istediğimiz adaleti sağlamak için alana çıkmaya
karar verdik. Ailemiz de ilerleyen günlerde direnişe katılmaya başladı.
Bölgemizde daha önce bir arkadaşımızın (Sinan Okur)
pasaportuna el kondu ve kendisine yurtdışına çıkma yasağı koyulduğu için açlık
grevi eylemi yapmıştı. Yirmi günlük direnişten sonra zaferi kazandı.
Bizim direnişimiz ilimizde “Adalet talebi” olarak bir ilk
diyebiliriz.
Halkımıza alandan her gün nerde bir hak ve adalet talebi
varsa sahiplenme çağrılarımızı yapıyoruz. Onun dışında, yerel demokratik kitle
örgütleri, Sivil Toplum Kuruluşları, siyasi parti ve kuruluşlarla
görüşmelerimiz devam ediyor. Adalet talebimiz için bugüne kadar toplam; 10 bin
bildiri, 5 bin kuşlama yapıldı. Bildirdi dağıtımı alanda ve diğer mahallerde
yapıldı, bu çalışmalar sırasında halkımızla bire bir görüşmelerimiz oluyor.
Anadolu'nun Sesi:
Biliyorsunuz ki ülke genelinde Direnişler Meclisi çatısı
altında başta Ankara olmak üzere birçok ilimizde “Adalet İstiyoruz!” ve
KHK’lara karşı gözaltı ve tutuklamalara rağmen direnişler sürmekte. Bunların
sizin direnişe etkisi nedir? Yani insanlarımıza; direnişlerin bir çatı altında (Direnişler
Meclisi) toplanmasının önemine dair bir şeyler söylemek ister misiniz?
Çünkü sizin direniş de özünde "Adalet" talebi ile
sürmekte ve diğer direnişlerdeki taleplerden farklı göremeyiz.
Ümit Ö.: Alana çıkmadan önce ülkemizdeki direnişlerden
haberimiz vardı, özellikle Yüksel Direnişi bize yol gösterdi diyebiliriz.
Yeni kurulan Direnişler Meclisi’nin bir parçasıyız, ülkedeki
bütün direnişler bir araya geldik, birbirimizden güç aldık. Nerede bir hak ve
adalet talebi varsa onun sesi olmak için Direnişler Meclisi çatısı altında
“Adalet İstiyoruz Platformu” kuruldu.
Çok güçlü ve güzel bir çalışma olduğu için son zamanlarda
baskınlar gözaltılar tutuklamalar oldu. Vatanımızda “Gücümüz Birliğimizdir!”
şiarı her yerde lazım. Direnişler Meclisi ve Adalet İstiyoruz Platformu örnek
olmakla beraber halkımız için gelecektir.
Anadolu'nun Sesi:
Son olarak eklemek ve söylemek istediğiniz bir şey varsa
alalım.
Ümit Ö.: Son olarak; elinize emeğinize yüreğinize sağlık…