
Bu hafta düzenlenen eyleme Türkiyeli, Latin Amerikalı,
Avusturyalı ve Filipinli toplam 12 kişi katıldı.
Almanca yapılan açıklamada direnişçilerinin ulaştıkları
ciddi durumlarına, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın hastanede maruz bırakıldıkları
insanlık dışı koşulları ve baro başkanlarının bugün gerçekleştirdikleri ziyaret
ve basın açıklamasına değindi.
Hem Türkiye hem dünyanın birçok ülkesinde çok sayıda avukatların
ve onlarca baroların sahiplenmesine rağmen, AKP iktidarı vurdumduymazlığını
devam ettiğini anlatıldı.
Avrupa emperyalizmi ve burjuva basını da Türkiye'de adil
yargılama hakkı ve yargının bağımsızlığı için ölümü göze almış olan avukatları
ele almazken, hepsi bir ağızdan bağırıp Beyaz Rusya'da adeta insan hakları ve
adalet mücadelesini yeni keşfettikleri belirtildi.
Adalet direnişinde şehit düşen Helin, İbrahim ve Mustafa'dan
da bahsederken, avukatların yanı sıra hapishanelerde sırf temel insan hakları
uygulansın ve adil yargılama yapılsın diye ölüm orucunda olan Didem ve
Özgür'den de bahsedildi.
Halkın Avukatları, tüm ezilen halkların, emekçilerin ve
devrimcilerin avukatları oldukları için devletin hedefi oldukları belirtilerek,
sadece kendilerine değil, bütün topluma adalet gelsin diye ölüm orucuna
girdikleri anlatıldı.
Konuşmayı dikkatle
dinleyen bazı insanlarla sohbetler yapıldı. Pakistan'dan gelen ve daha önce de
adalet nöbetini gören bir kişi, direnişçilerle zaten çok büyük sempati
duyduğunu belirtti ve kendi ülkesinden de bahsetmişti.
Saat 18.00-19.00 arasında düzenlenen eylemde onlarca bildiri
dağıtıldı ve enternasyonal marşların dışında Grup Yorum'dan yeni besteler
dinletildi.