31 Ağustos Pazartesi günü, ölüm orucu
direnişçilerine sahip çıkmak için, 3 kişilik bir heyet Avusturya'daki Avrupa
Birliği Temsilciliğine giderek orada bulunan görevlilere Avrupa Birliği
kurumları ve resmi organlarına hitaben bir mektup teslim etti.
Resepsyondaki görevlilere mektup
verilirken, şu an koronadan kaynaklı resmi temsilcilerden kimse binada
bulunmadığı, ancak mektubunu odasında bulunan Avrupa Komisyonu Temsilciliği
başkanı Martin Selmayr'ın asistanına verileceği söylendi.
Özgürlük İnisiyatifi adına gelen heyet,
resepsyondaki görevlilere de konuyu anlatarak, Avrupa Birliği'nin Aytaç
Ünsal'ın tahliyesi ve Türkiye'deki adil yargılanmasına dair verdiği takip
sözlerinin de takipçisi olacağını belirtti.
Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu ve
Avrupa Konseyi Resmi organlarına
Viyana, 31 Ağustos 2020
KONU: İnsan hakları avukatı Ebru Timtik
‘in Türkiye'de basit yasal taleplerin reddedilmesi nedeniyle öldüğü.
Sayın Baylar ve Hanımlar!
Avukat Ebru Timtik ‘in Türkiye'deki
vefatını haber veren Almanca konuşulan ülkelerde 80'in üzerinde haber ve ayrıca
çok sayıda İngilizce, Fransızca, İtalyanca haber 24 saat içinde
yayınlandı.
Bir halk avukatı olarak, dışlanmış halkların
içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekti ve 27 Ağustos 2020'de iki yüz otuz
sekiz gün süren açlık grevinin ardından şehit oldu.
Talebi basitti. Adil yargılanma
hakkını istedi.
Türkiye Adalet Bakanlığı ve Yargıtay, Adli
Tıp Kurumu'nun "cezaevinde kalmaya uygun olmadıklarını" teyid eden
raporun ardından Ebru ve meslektaşı Aytaç Ünsal'ı derhal serbest
bırakmalıydı.
Türkiye'den ve dünyanın dört bir yanından
insan hakları savunucuları, cinayetten Türkiye Hükümeti'nin sorumlu olduğunu
savundu. Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, Türkiye'deki Hukukçular Dernekleri ve
baroda çalışan meslektaşları, ayrıca Avrupa'daki meslektaşları, çeşitli basın
kuruluşları ve gazetecilerle defalarca temas kurdular ve Türkiye Yargı
sistemindeki adaletsizliğini eleştirerek son gelişmeler hakkında
bilgilendirmede bulundular.
Bugün Ebru'nun meslektaşı Aytaç Ünsal,
adil yargılama için 211 gündür açlık grevinde, iki siyasi tutuklu Didem Akman
ve Özgür Karakaya da adil yargılama için ölüm orucunda. Ölümleri
önlenebilir!
Dünyanın çeşitli şehirlerinde nöbetler ve
internet konferansları düzenlendi. İnsan hakları örgütlerine, hukukçulara,
birçok ülkelerdeki milletvekillerine, Türkiye Hükümetine, direnişçilerin
meşru taleplerini karşılanması yönünde çağrı yapmaları için mektuplar
gönderildi.
Müzik grubu Grup Yorum'un üyeleri Helin
Bölek, İbrahim Gökcek ve açlık grevinde hayatını kaybeden Mustafa Koçak'ın
fedakarlıkları asla unutmamalıyız ve ancak Helin Bölek'in ölümü uluslararası
bir dayanışma dalgası, duyarlılık ve geniş kamuoyuna yol açmıştır. Ancak çok
geç kalınmıştır.
Adil yargılanma talebi meşru bir
taleptir. Bu nedenle, tüm sorumlu kişilere avukat Aytaç Ünsal'ın hayatını
savunmak için elinden gelen herşeyi yapmaya çağırırken, aynı zamanda, 195
günden beri insanlık dışı hapishane koşullarının sona ermesi için ve
adil yargılanma talebiyle açlık grevinde olan siyasi tutuklular Didem
Akman ve Özgür Karakaya'ya çözüm bulmaya davet ediyoruz. Onların da hayatı
tehlikede bulunmaktadır.
Sorumlu yetkililer onları asgari insan hakları
standartlarından mahrum bırakmaya devam ederse, onların direnişi de ölümle
sonuçlanacaktır. Didem Akman hükümlü bir tutuklu ve sadece hapishanede
temel insan haklarının uygulanmasını istiyor. İzmir Aliağa (Şakran) F Tipi
cezaevinde uzun süreli tamamen tecrit altında tutuluyor. Sol muhalif Özgür
Karakaya adil yargılama hakkı için açlık grevine başlamıştır.
Avukat Aytaç Ünsal halen kendi iradesi
dışında İstanbul'daki Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde
hapishaneden kötü koşullarda tutulmaktadır. Hayatını kurtarmanın ilk
adımı, onun derhal tahliye edilmesidir. Yargıtay, bir an önce tutuklu bulunan
ÇHD'li avukatlarının adil yargılanmaları için gereken hukuki adımlar atmalıdır.
Ebru Timtik'i "terörist" ilan
ederek ve Ebru'nun resmi İstanbul Barosu önünde düzenlenen anma töreni
sırasında binadan dışarıya sarkıtılması üzerinde hukuki girişimlerde bulunma
gibi tehditler savuran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, masumiyet karinesini
ciddi şekilde ihlal etmesini ve yargıya açık müdahalesini şiddetle
kınıyoruz.
Açlık grevi yapanların hayatını kurtarmak
için atabileceğiniz her türlü adım ve aynı zamanda Türk yetkililerin bu
konudaki cevabı hakkında bize bilgi vermenizi rica ederiz.
Avrupa Birliği resmi kurumlarının Ebru
Timtik ‘in ölümüne ilişkin açıklamalarını takdir ettiğimizi ve çok önemli
gördüğümüzü de belirtelim.
Ancak, uzun zamandır talep ettiğimiz gibi
erken müdahale olsaydı bu trajik sonuca engel olunabilindiğinden de
eminiz.
Çabalarından dolayı
teşekkürler.
Saygılarımızla,
Avusturya Tutuklu Avukatlar ve
Siyasi Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi