Yunanistan’da 21 Temmuz Tarihinde Grup Yorum ve
Ölüm Orucu Direnişi ile Dayanışma Konseri Gerçekleştirildi
“Çin’den
İspanya’ya, Ümit Burnu’ndan Alaska’ya kadar
her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var.
Dostlar ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.
Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar
kanlarına susamışım.
Benim kuvvetim:
bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır.” (Nazım Hikmet Ran)
her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var.
Dostlar ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.
Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar
kanlarına susamışım.
Benim kuvvetim:
bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır.” (Nazım Hikmet Ran)
Direniş kelimesinin birçok dilde söylenişi vardır,
telaffuzu, anlamı, hissettirdikleri ve yaşanmışlıkları…
Direniş çok köklü bir geçmişe sahiptir dünya
topraklarında, direnişler ile yaratılmıştır en güzel tarihler en onurlu
hikayeler. Bu direnişlerin yaşandığı yerlerden birisidir kardeş Yunan toprakları.
1940’lı yıllarda insanlık düşmanlarına karşı,
vatan topraklarını işgal edenlere karşı başlatılan direniş, Yunan halkının
özgürlük ve bağımsızlık mücadelesidir. Her zaman özgürlük ve bağımsızlık
mücadelesi verenleri kardeş bilmiştir bu topraklar ve bağrına basmıştır.
Direnişler büyümüştür yanı başımızdaki
topraklarda, beraber cuntalar yaşamış, vatan topraklarımız işgal edilmiştir.
Coğrafyalarımız birdir bizim, direnişlerimiz
de birdir, faşizme karşı verilen direnişler.
Türkiyeli devrimciler cunta hapishanelerinde
işkenceler altında Yaşasın Direniş sloganlarını savururken karanlığın
cellatlarının yüzüne, Yunanistanlı direnişçiler “Ζήτω η αντίσταση” “Yaşasın
Direniş” sloganlarını cellat Nazilerin suratına çarpmıştır.
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye sloganları
akdenizin karşısında Ζήτω η ελεύθερη Ελλάδα (Yaşasın Özgür Yunanistan)
sloganları ile birleşmiş soluk bulmuştur.
İki gözü, iki eli, bir kalbi olan insanlar
aynı düşünceler aynı hayaller ile ortaklaşmışlardır, aynı suları içmişlerdir.
Misafirlikleri kültürleri yaşamları ortaktır, egemen sınıfların isteği ile
yapılan sınırları çekilen telleri, aynı gökyüzü altında direnişleri ile
kaldırmışlardır.
Yüzyıllardır coğrafyamızın yaşamı direniş ile
geçmiştir. Bu alanlardan biriside 2.Paylaşım savaşı sırasında Nazi işgaline
karşı direnen Yunanistan’lı vatansever komünistlerin Haydari kampından alınarak
Alman Subayların öldürülmesine karşı idam edildiği Σκοπευτήριο Καισαριανής
(Atış Poligonu Keseriani) alanıdır.
Vatanın bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele
eden herkesi bizler mücadelemizde yaşatırız. Yaşanan direnişleri anar tarihten
dersler çıkartırız. Bir tarihi okuyup anlayıp bilince çıkarıp yeni tarihleri
kanlarımız ile yazarız.
Grup Yorum dünya halklarının direniş tarihini,
şimdi türküleri ile yaşatıyordu, kelimeleri sadece türkülerinde değil hayatın
her alanında sergiliyordu. Yıllar öncesinde vatanını bağımsızlığı için mücadele
edip şehit düşen 200 Yunanlı Komünist’in vuruldukları yerde özgürlük ve direniş
türkülerini söylemek için Atina’daydı Grup Yorum.
Tarih Kokan Meltemler Direniş Rüzgarını
Taşıyordu Sahneye
Tarihleri direniş ile geçen Yunan halkı
direnen devrimcileri sahiplendi bağrına bastı, Grup Yorum’un direnişi boyunca
Yunanistan’ın her yerinden destek mesajları açıklamalar, videloar, yazılan
türkü sözleri, asılan pankartlar, yapılan eylemler, Grup Yorum türkülerini
özgürce söylesin diyeydi. Direnişin haklılığı ve meşruluğunu her yerde duyurdu
Yunan halkı.
Bu direniş bir insanlık mücadelesiydi ve
politik kesimlerden en apolitik kesimlere Grup Yorum için eller taşın altına
koyuldu, Grup Yorum için türküler söylendi, yazılamalar yapıldı.
En imkansızı olur kılan inanmak ve istemektir.
Yazın genellikle Atina’nı boşaldığı insanların köylerine ve tatile gittikleri
bir dönemde konser ve panel yapma fikri en başta zor görünse bile, katılımın az
katılacağı düşüncesini yaratsa bile verilen emek karşılığını bulur ve direniş
dayanışmayı büyütür.
Grup Yorum konseri için günler öncesinden
çalışmalar başladı, sözler diller direnişi anlatmak için durmak bilmedi,
Atina’nın ve Yunanistan’ın her yerinden yapılan dayanışma ve destek
eylemlerinin yanında insanlar Grup Yorum’u ve ölüm orucu direnişini merak
ediyordu.
Tek tek tüm sanatçılar ile konuşulmaya konser
yapabileceğimizi anlatmaya başlandı. Grup Yorum kimdi ne istiyordu ve bu
direniş neden yapıldı, neden türküler yasaklanırdı. Grup Yorum devrim
türkülerini söylüyordu ve türkülerin söylenmesini istemiyordu faşizm.
Konser çalışmaları için tüm sanatçılar ile
görüşüldü, 600’ü aşkın sanatçı Grup Yorum için imza toplamıştı, hepsine ulaşılmaya
konsere destekleri beklendi. Kollektivzm ve dayanışma ile tek tek inşa
edilmeye başlandı konser
Olmazlar nasıl yıkılır, nasıl yıkabiliriz,
nasıl düşüncemizi etkiler somut pratikte bir kez daha yaşandı, herkesin ortak
kaygısı bu aylarda nasıl bir konser nasıl bir panel ortaya çıkacağıydı, konser
ruhunu konser coşkusu yaşanırken bir yandan katılımın nasıl olacağı da
düşünülüyordu.
Atina’nın belirli bölgelerine konser
materyalleri ile çalışmaya başlandı. Konser alanı aynı bizim mahallelerimiz
gibiydi, Καισαριανής (Keseriani) afişlemeler yapılırken, mahalle halkı ile
sohbetler yapılıyordu.
“Bizler çok mücadele gördük” sözünü
duyduğumuzda gözlerimizi kapatıp tebessümlü bir gülümseme ile açtık tekrardan
gözlerimizi, belinde yılların yükü gözlerinde gençlere bakarken umudu ve
sıcaklığını duyduğumuz yaşlı nenenin bu sözleri bizlere hiçte yabancı değildi. Neden
gülümsediğimizi merak etmişti sonra biz kendimizi anlattıkça, böyle mücadele
edenler kaldı mı diye söylene söylene gitti.
Ülkede konser çalışması, mahalle çalışması
yapıyor gibi hissettik bir anda. En
başında anlatmıştık direnişin toprakları diye, gerilla savaşı vermiş, mücadele
etmiş bir halkın içerisinde ölüm orucu direnişimizin konserini örgütlüyorduk.
Mücadelemizi merak edenler, sorular soranlar, siz kimlerdensiniz diyenler.
Nazilere karşı verilen savaş anılarını anlatan teyzeler, dedeler.
Grup Yorum’u, avukatlarımızın ölüm orucu
direnişini duyanlar, şaşıranlar, sinirlenenler, bu devirde bu zamanda halen
böyle direnenler var mıymış diye soranlar.
Bu direnişin etkisiydi, oturun çocuklar sohbet
edelim diyenler. Gittiğimiz yerlerde bizden önce evet konser var biliyoruz
diyenler, işte bir an durup siyasi zafer budur dedirtti bizlere.
Helin’imiz, Mustafa’mız, İbrahim’imiz dünya
halklarına direnişi, adaleti, hissettirmişlerdi.
Çalışmalara çok az bir zaman kalmıştı, konser
hazırlıkları devam ediyordu ama Grup Yorum’un konsere katılıp katılmayacağı
belli değildi, bizler ne yapacağımızı düşünüyorduk, Grup Yorum katılamasa bile
Grup Yorum’a en yaraşır şekilde bir konser örgütleyecektik ve bu konser
şehitlerimize borcumuz düşüncesi ile çalışıyorduk.
Son bir hafta kalmıştı konsere ve henüz somut
olarak hazırlığımız tamamlanmamıştı.
Konser alanı için muhtarlık ile görüşülmeye
gidildi konser alanı konuşuldu, 200 komünistin idam edildiği şehitliğin yan
tarafında parkta yapılacaktı konser, bu arada Yorum’cu arkadaşlardan haber
gelmiş ve iki yorumcu arkadaşımız konsere geleceklerini söylemişlerdi. Konser
için kampanyalara çıkılmaya başlandı, dergilerimiz, biletlerimiz, tek tek
mahalleler dolaşılıyor, Yorum’un konseri olduğu duyuruluyor ve Yunan halkımızın
desteği bekliyorduk.
Yürüyüşlerde yapılan konser çalışmasında 5
kişiden 3’ü cidden Yorum buraya gelebilecek mi, hepsi tutuklu değil mi kimler
kaldı, Yorum kesin geliyor mu gibi sorular soruyorlar aldıkları cevaplar
karşısında mutlulukları ve heyecanları gözlerinden belli oluyordu, kesin
katılacağız kesin orada olacağız cevapları alıyorduk.
Konserden birkaç gün önce konser alanında
sanatçı dostlarımızın oluşturduğu koro ile Haklıyız Kazanacağız’ı Yunanca
söylemek için provalar yapılacaktı. Provalar için dernekten pankartlar ve
fularlar alınarak, konser alanına gidilirken, taksici ile yaşanan diyalog
direnişin bir kez daha her tarafa yayıldığını gösterdi bizlere.
Taksici afişler pankartlar ve fularlar ile
nereye gittiğimizi sorunca bizlerde konseri ve Grup Yorum’u anlatmaya
başlamıştık ki, evet biliyorum iki sanatçı türkü söylemek için şehit düştü,
ölüm orucu direnişi yaptılar bende sosyal medya sitelerinde takip ediyorum ve
paylaşıyorum” dediğinde işte bu direniş bizim direnişimiz dedirtti bizlere.
Konserden önce dernek harıl harılken bir
yandan da sakinlik hakimdi, Grup Yorum’cu arkadaşlar gelmiş dernek içerisinde
provalarını yapıyorlardı. Ertesi gün
program açıklandı, herkes iş bölümüne göre hazırlıklarını yapıyor, konser
alanına gidenler, yemek işleri ile ilgilenenler, güvenlik ve elektrik alan
düzenlemesini yapanlar, tabi herşey yolunda gitmiyordu ara sıra gerilen
sinirler ve unutulan eşyalar olmazsa olmazımız gibiydi, araba ile tekrardan
dönmeler acele etmeler, tüm bu işlerin arasında bir ara durup geneline
baktığımızda, tüm eksiklerine,
artılarına rağmen şehitlerimiz için direnişimiz için koşturulan her yere
yetişmeye çalışan insanlarımız bu emeğin en güzelini vermek için
çalışıyorlardı.
Konser alanı hazırlanmaya başlanmıştı,
şehitlerimizin ölüm orucu günlerinin yazılı olduğu fotoğraflar, bir yan
tarafında yıllar öncesinde faşizm tarafından kurşuna dizilmeye halaylar çekerek
giden Yunan komünistlerinin yanına asıldı.
Konser öncesinde gerçekleşecek olan panel için
masalar kurulmaya başlandı. Konserin teknik hazırlıkları yapılırken, gelen
sanatçılar ile halk ile konuşuluyor sohbetler ediliyordu içten sıcak
sarılmalar, beraber çimenlerin üzerine oturma, direniş üzerine, Yunanistan’ın
siyasi ortamı üzerine sohbetler, konser hazırlıkları üzerine sohbetler ediliyordu.
Anarşist örgütlenmelerden, sol örgütlenmelere, halkın kendi katılımı, her insan
birleşiyordu direniş saflarında.
Panel başlayacağı zaman sözü ölüm orucu
gazimiz Ferhat Ertürk aldı ve Yunanca yaptığı konuşmada şu an süren ölüm orucu
direnişinin hangi aşamada olduğunu, destekleri ve dayanışmaları için tüm Yunan
halkına teşekkür ettiğini söyledi. Dayanışma ile şehitlerimizin hayallerini
gerçek kılabiliriz dedi”
Ferhat Ertürk’ün konuşmasının ardından Halk
Cephesi konuşması yapıldı.
Halk Cephesi konuşmasına başlamadan Nazım’ın
satırları döküldü dillerden “Dostlar
ki bir kere bile selamlaşmadık aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.” Dizelerini okuyarak başlanıldı.
Halk Cephesi konuşmasında neden
ölüm orucu direnişine başlandığına direnişin bugüne kadarki sürecine ve
dayanışma ile direnişini nasıl büyüteceğimize değinildi. Direnmenin zorunluluk
olduğu ve faşizme karşı direnişin haklı ve meşru olduğu anlatıldı.
Halk Cephesi konuşmasının
ardından konsere katılan Grup Yorum söz aldı ve öncelikle “Faşizme karşı vatan
toprakları için savaşmış, halklarının bağımsızlığı için şehit düşmüş 200 Yunan
Komünist kardeşlerimizin ve onların yanında bizlerin adalet mücadelesini veren,
türkülerimizi söylemek için şehit düşen Helin, Mustafa ve İbrahim’in anısı
önünde saygıyla eğilerek buraya gelen herkese kucak dolusu Merhabalar…” diyerek
konuşmaya başladı.
Grup Yorum neden konsere
katıldığını zor bir zamanda bile olsa dayanışmanın büyük öneme sahip olduğunu,
Yunan halkının Grup Yorum’un direnişini asla yalnız bırakmadığını ve bu destek
karşısında dayanışmayı büyüterek direnişi büyüteceğimizi zaferi hep birlikte
kazanacağımızı söyledi.
Grup Yorum’dan sonra Eleni Yerasimudu söz aldı.
Grup Yorum’dan sonra Eleni Yerasimudu söz aldı.
Oyuncu kimliğinin yanısıra bir önceki dönem
Yunanistan Komünist Partisi (ΚΚΕ) milletvekilliği yapmış bir aydın.
Konuşmasında sanatçıların, müzisyenlerin sanatsal eserleri dışında da toplumsal
mücadele içinde var olması gerektiği konusunda Grup Yorum’un yarattığı direnişe
değinen Eleni Yerasimudu her zaman iktidarların apolitik sanatçıları
kendilerine önemli bir dayanak olarak kullandığını belirtti.
Ardından Aktör Mücadeleci Toplantı grubundan
söz alınarak Grup Yorum ile dayanışmayı büyütmenin önemi ve şu an süren ölüm
orucu direnişi için dayanışmayı nasıl büyütebiliriz konuşmayı düşünmeliyiz
denildi.
Panel’in ardından konser hazırlıkları başladı
bu arada panelin bitiminden sonra kitleye baktığımızda alanın tıklım tıklım
olduğunu gördük, bu kadar insan nereden gelmişti, evet bu direnişimizin
zaferiydi.
Ölüm orucu direnişimiz ve Grup Yorum ile
dayanışmak için sahneye çıkan her sanatçı, Grup Yorum’un ve şu an sürmekte olan
ölüm orucu direnişini selamladı.
Sırasıyla Grup Yorum ile dayanışma amaçlı,
Ρωμιοσύνη (ROMİOSİNİ), Αλέξανδρος Κτιστάκης (Aleksandros Ktistakis), Αλκίνοος
Ιωαννίδης ( Alkionas Yuannidis), Κώστας Φωτόπουλος (Κostas Fotopulos) ve
geleneksel halk türküleri halk orkestrası sahne aldı.
Devrimci marşlardan, geleneksel halk
türkülerine kadar tüm türküler tüm marşlar bugün omuz omuza direniş için
söyleniyordu.
“Enternasyonal Devrimci Dayanışma, Dayanışma
Halkların Silahıdır”
“διεθνής επαναστατική αλληλεγγύη ““Η
αλληλεγγύη είναι το όπλο των λαών”
Sloganları her dilden atılıyordu. Grup Yorum sahne aldı ıslıklarla, alkışlarla,
sloganlarla Grup Yorum sahnedeydi, Grup Yorum tekrardan gelen kitleyi
selamladıktan sonra Güleycan ile başladı konsere, Grup Yorum türküleri arasında
devrimci şair Hasan Biber ölüm orucu direnişçileri için yazdığı şiiri okudu.
“Dağlara Yaslanır Şimdi Bizim Efeler
Avuçları kor alev gözleri kara mavzer
Kolkola girince biz meyveye döner
filiz
Yayılır koyaklardan düze”
Ege dağlarından, Ak libaslı Bedrettin
yiğitleri Grup Yorum’un diline direniş türkülerini yakmışlardı ve bu türküler
ile zeybeğe durmuşlardı, ölüm orucu gazimiz Nevzat Kalaycı, zeybek oynayarak
selamladı tüm kitleyi.
Bu konser dayanışmanın çok daha ötesindeydi,
sınırların, Akdeniz politikalarının egemenler arasında yapıldığı günlerde,
Yunanlı halkımız, Yunanistanlı direnişçiler bizler ile konseri örgütledi
direnişimiz için yollar düşündü, beraber emek verdi, sadece dayanışma değildi
bu direnişi sahiplenmek ve büyütmekti, direniş artık onların da direnişiydi ve
bu direniş türküsü Yunanca ve Türkçe Haklıyız Kazanacağız söylenerek bir kez
daha tekrarlandı.
Direniş bizleri aynı saflarda birleştirdi ve
birleştirmeye devam ediyor zaferi bu güç ile kazanacağız. 4500 kişinin
katıldığı bu konser bizlere direnişiminiz gücünü ve yapabileceklerimizi
enternasyonal devrimci dayanışmayı ve direnişin rüzgarlarının Anadolu
topraklarından Yunanistan’a estiğini gösterdi.
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz
Yaşasın Enternasyonal Devrimci Dayanışma
Grup Yorum Halktır Susturulamaz
Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Özgür Karakaya ve
Didem Akman’ın Talepleri Derhal Kabul Edilsin!
Yunanistan Halk Cephesi