Sovyet
devrimcisi ve yazar Nikolai Ostrowski, "Çelik nasıl sertleştirildi"
adlı kitabında şöyle yazıyor:
"İnsanın sahip olduğu en değerli şey hayattır. Sadece bir kez verilir ve ölümde söyleyebileceği şekilde yaşamalıdır: Tüm hayatımı ve tüm gücümü dünyadaki en güzel şey için verdim - insanlığın kurtuluş savaşında."
Kimse öylece açlık grevine gitmez veya ölüm orucu başlatmaz, hayatı tehklikeye atmaz. Devrimciler, sebebi en az ödediği bedel kadar değerli olan şey için hayatını verir!
Bu dünyanın neresinde olursak olalım, bugünlerde açlık grevi veya ölüm orucundan bahsederken, herkesin gözleri Türkiye'ye dönüyor.
21. yüzyılın başında Türkiye cezaevlerinde ölüm orucu direnişi başladı. Bu direniş tam olarak 7 yıl sürdü ve toplam 122 şehit verildi.
Bugün Türkiye'de emperyalizmin ve onunla işbirliği yapan faşist AKP iktidarının tüm baskı ve saldırılarına rağmen mücadele edenler, gücünü bu direnişten alıyorlar.
Türkiye'deki halkın avukatları, Grup Yorum ve siyasi tutuklular gibi.
Avukat Ebru Timtik, bu yıl faşist AKP iktidarı nedeniyle, düzenlenen ölüm orucu sonucu hayatını kaybeden dördüncü muhalefet aktivisti.
Halkın avukatları Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, 16 meslektaşları ile birlikte halkın avukatı olarak çalıştıkları için tutuklanarak AKP faşizminin emriyle yargı önüne çıkarıldı ve gizli tanıkların yalan beyanları ile 159 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Aytaç Ünsal, Yargıtay kararıyla birlikte, taleplerinin karşılanması ve tahliye olması sonucu, direnişinin 215. gününde ölüm orucuna ara verdi.
Bunun üzerine, ölüm orucunun 200'lü günlere ulaşan siyasi tutuklu Özgür Karakaya da direnişine ara verdi.
3 Nisan'da sosyalist müzik grubu Grup Yorum'un solisti Helin Bölek hayatını kaybetti. Diğer grup üyelerinin tutuklanmasını ve Grup Yorum'a yönelik, 2015 yılından beri süren konser yasaklarını 288 gün açlığıyla protesto etti.
Siyasi tutuklu Mustafa Koçak, adil yargılanmak için 296 günlük ölüm orucu direnişi sonucunda 24 Nisan'da yaşamını yitirdi.
7 Mayıs'ta Grup Yorum bas gitaristi İbrahim Gökçek, 323 günlük ölüm orucunun ardından şehit oldu.
Grup Yorum'un direnişini tüm dünya duymuş ve böylelikle muhalefet partilerinin milletvekilleri, sanatçı ve insan hakları savunucuları, Grup Yorum'un taleplerinin yerine getirilmesi için kefil olmayı taahhüt etmişler ve böylece Grup Yorum, ölüm orucu direnişiyle siyasi bir zafer kazanmıştır.
Siyasi tutsak Didem Akman'ın, daha insanca hapishane koşulları sağlanması için sürdürdüğü 206 günlük ölüm orucu direnişi de zaferle sonuçlandı.
Canlarını verdiler ama savundukları değerlerinden hiç dönmediler. Devrimciliği yeniden tanımladılar, 'devrimci olmak bir boş zaman etkinliği değildir' dediler.
Herkesin ekmek ve adalete doymuş, eşit yeni bir dünya inşa etme mücadelesidir.
Bu direniş, sosyalist kültür, değer ve geleneklerin her koşulda diri tutulmasının ve korunmasının adıdır. Devrimci umudundan ve adaletsizliğe karşı ayaklanmadan vazgeçmemenin mücadele ve direniş biçiminin adıdır.
Bunun tersi, çürümek ve yok olmak demektir.
Bu devrimciler, bu direnişle insanlara emperyalizmin hepimize dayattığı yaşam biçimini ve düşüncelerini kabul etmediklerini ve hiçbir koşulda teslim olmadıklarını göstermişlerdir.
ABD ve AB'nin yüzlerinden "demokrasi maskesini" düşürdüler ve tüm planlarını bozdular.
Bu direnişle emperyalizmin yıllarca yaydığı "sosyalizm öldü, hiçbir fikir uğruna ölmeye değmez..." demagojisini paramparça ettiler.
Avrupa Süryani Halk Meclisleri, Ölüm Orucu Direnişinde şehit düşen Grup Yorum üyeleri, halkın avukatları ve siyasi tutuklu Mustafa Koçak'ın adalet için mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyor ve ölümlerinden sorumlu
faşist AKP hükümetinten hesap soruyor.
YAŞASIN DİRENİŞ, YAŞASIN ZAFER!
AVRUPA SÜRYANİ HALK MECLISLERI