Bu
direnişe tek başına başlayan Nuriye Gülmen’e daha sonra diğer direnişçilerin de
eklenmesi ile Yüksel Direnişi tek bir kar tanesiyken koca bir çığa dönüştü ve
bu çığ ile KHK hukuksuzluğunu yerle bir ettik. Öyle ki Nu-Se’nin 324 günlük
açlık grevi direnişi boyunca KHK ile işten atılmalar durdurulmuştur.
Faşizmin
KHK ile halkı teslim alma saldırısını boşa çıkaran Yüksel Direnişine düşmandır.
Bu düşmanlıklarını direnişçilerin kemiklerini kırarak, taciz ederek, işkence
yaparak gösterdi ve en sonunda direnişçilerin hepsini tutuklayıp 5 ayrı
hapishaneye sürgün etti!
Ancak
nafiledir Yüksel Direnişi hala bitirilemedi ve sürüyor. Çünkü OHAL kalkmış olsa
bile, OHAL ile getirilen hukuksuzluklar devam ediyor. Sürekli faşizmin olduğu
ülkemizde buna karşı direnişte sürekli oluyor. Artan bir süreklilik ile
büyümeye devam ediyor.
Dünyada ve
ülkemizde halkların mücadeleleriyle sembolleşmiş meydanlar vardır. Küba’da
Devrim Meydanı, Sovyetler’de Kızıl Meydan, Mısır’da Tahrir Meydanı, ülkemizde
Taksim Meydanı… Yüksel Caddesi de artık mücadeleyle sembolleşen bir yer
olmuştur. İşte faşizmin Yüksel Direnişçilerini tutuklamasının bir nedeni de direniş
geleneği yaratmış olmalarıdır.
Yüksel
Direnişçileri bugün tutsak ama direniş tutsak edilemez. Yenilmeyen tek komutan
direniş kendisine takılmak istenen tüm zincirleri parçalamaya devam ediyor.
Yüksel Direnişçilerinin kapatıldığı hücreleri parçalayacağız.
Yüksel
Direnişçileri Serbest Bırakılsın!
Dev-Genç