DİRENİŞİMİZLE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRDIK.
AYTAÇ’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANDIK,
ADİL YARGILANMA HAKKIMIZI DA KAZANACAĞIZ!
EBRU’YA SÖZÜMÜZDÜR: AYTAÇ’LA BİRLİKTE ADALET İÇİN,
ADİL YARGILANMA HAKKI İÇİN DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ!
Adil yargılanma hakkı için aylardır ölüm orucu direnişini
sürdüren halkın avukatı, meslektaşımız Aytaç Ünsal, Yargıtay’ın verdiği tahliye
kararının ardından direnişinin 215. gününde ölüm orucuna ara verdi.
Halkın avukatları Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, 16
meslektaşlarıyla birlikte halkın avukatlığını yaptıkları için tutsak edilmiş,
AKP faşizminin talimatlarıyla yargılanmış, adil yargılanma hakkının yok
sayıldığı bir yargılama oyunuyla, sadece gizli tanık yalanlarıyla 159 yıl hapis
cezasıyla cezalandırılmıştı. Bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı uzun süren
bir mücadelenin ardından yapabilecekleri son şeyi yaparak ölüm orucuna başlayan
halkın avukatlarından Ebru Timtik, direnişinin 238. gününde, 27. Ağustos
2020’de ölümsüzleşmişti. Aytaç Ünsal ise bir ayı aşkındır zorla tutulduğu
hastanede direnişine devam ediyordu.
Yargıtay 16. Ceza
Dairesi, 3 Eylül tarihli kararıyla, daha önce İstanbul 37. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin dikkate almadığı Adli Tıp Kurumu raporuna dayanarak “hapishane
şartlarında kalması hayati bakımdan tehlike yaratacaktır” gerekçesiyle Aytaç
hakkında tahliye kararı verildi.
Kararın içeriğini henüz tam olarak öğrenemesek de, Yargıtay
bu kararla ayrıca Aytaç ve diğer tutsak avukatlar hakkında verilen 159 yıl 2
aylık hapis cezasını da, davadaki bütün hukuksuzlukları, usulsüzlükleri
görmezden gelerek onayladı.
Elbette Yargıtay’ın halkın avukatları hakkında verilen
cezaları onaması, hukuksuzluğun, adaletsizliğin sürmesi anlamına gelmektedir
ancak Aytaç’ın tahliye edilmesi direnişin, mücadelenin bir kazanımıdır.
Yargıtay 16. Ceza
Dairesi, aylardır hukukun uygulanması, usulsüzlüklerle, hukuksuzluklarla dolu
kararın bozulması ve adil yargılanma hakkının sağlanması çağrılarına kulaklarını
tıkamış, halkın avukatı Ebru Timtik’in ölümüne neden olmuştur. Yargıtay 16.
Ceza dairesinin 3 Eylül tarihli tahliye kararı ise Ebru ve Aytaç’ın aylardır
süren direnişinin, bu direnişin etrafında yürütülen mücadelenin, gösterilen
ulusal ve uluslararası dayanışmanın ve birlikte mücadelenin bir sonucudur.
Yargıtay bütün pervasızlığına, hukuki ilke ve değerler çerçevesinde değil AKP
faşizminin güdümünde hareket etmesine rağmen Aytaç’ı tahliye etmek zorunda
kalmıştır.
Aylardır süren direnişimizle, dünyada eşi görülmemiş bir
adalet mücadelesi yarattık. Direnişimizle dünyayı ayağa kaldırdık.
Dünyanın dört bir yanında Ebru ve Aytaç’ın haklı talepleri
meslektaşları, hukukçular, aydınlar, sanatçılar, hukuk örgütleri ve barolar
tarafından sahiplenildi. Yüzlerce eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. AKP
yargısının adaletsizliği bütün dünyada teşhir edildi.
Ülkemizde AKP faşizminin tüm saldırılarına, tehditlerine
rağmen meslektaşları ve barolar, aydınlar, sanatçılar ve halkımız Ebru ve
Aytaç’ı sahiplenmekten, onlarla dayanışmaktan, onların haklı taleplerini
savunmaktan, özgürlükleri için mücadele etmekten vaz geçmedi. Ebru’yu
mücadelemiz sürerken kaybettik ancak Aytaç’ın özgürlüğünü mücadelemizle
kazandık.
İşte bu yüzden Aytaç’ın tahliyesi bizim için önemli bir
kazanımdır, mücadelemizin zaferidir. Elbette nihai zafer için mücadelemiz
sürecektir.
Ebru’ya sözümüzdür; şimdi artık adalet için, adil yargılanma
hakkı için mücadelemizi Aytaç’la birlikte daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz!
Biz kazanacağız! Çünkü haklı ve meşru olan biziz!
EBRU TİMTİK ÖLÜMSÜZDÜR!
AYTAÇ ÜNSAL ONURUMUZDUR!
HALKIN AVUKATLARI TESLİM ALINAMAZ!
HALKIN HUKUK BÜROSU/ENTERNASYONAL BÜRO
PEOPLE’S LAW OFFICE / INTERNATIONAL OFFICE
e-mail: iplo.hhbe@gmail.com
mobil phone: +30 6970393735