Yüksel Direnişçilerini Bitiremezsiniz!
1409 gündür susturulamayan bir ses var
Ankara’nın göbeğinde. Bu ses 2016 yılının Kasım ayında Nuriye Gülmen ’in tek
başına ‘İşimi Geri İstiyorum!’ haykırışıyla başladı.
Giderek bir isyana dönüşen bu direnişte
direniş içinde direnişler yaratılarak açlık grevleri, gözaltılar, tutuklamalar,
işkencelerle susturulamadı her saldırıdan giderek güçlenerek çıkmasını bildi.
Yüksel Direnişi ile başlayan süreçte Düzce’de
Malatya’da Bodrum’da İzmir’de işinden ekmeğinden edilen emekçilerin sesi
Anadolu’nun dört yanına dağıldı.
Yüksel direnişçilerini Düzce’de Alev Şahin
yükseltti. Bakırköy’de Nursel ve Selvi
Hocalar aynı direnme kararı ile alanlardaydı.
Yüksel direnişi ile başlayan direnişler
birbirini tamamlayarak bir çığ gibi büyüyerek yeni ihraçların önünde barikat
olmuştur. Diyebiliriz ki AKP’nin darbe adı altındaki saldırılarının OHAL
karalarının önüne halktan yana bir set çekmiştir.
Giderek büyüyen direnişler, Direnişler
Meclisi etrafında birleşmiş adalet isteyen herkesin sesini duyurabileceği bir
örgütlenmeye dönüşmüştür.
Bugün gelinen süreçte direnişi bitiremeyen ve
bunun hazımsızlığını yaşayan AKP iktidarı çareyi direnişleri tutuklayarak
onları terörize ederek bitirmeye çalışmıştır.
13 Ağustos 2020 tarihinde Yüksel
Direnişçileri olan Acun Karadağ Nazan Bozkurt Alev Şahin Mehmet Dersulu Armağan
Özbaş Gülnaz Bozkurt Mahmut Konuk’un evleri basılarak işkenceyle gözaltına
alınmışlar 12 gün gözaltında tutulduktan sonra ise çıkarıldıkları bir mahkeme
tarafından tutuklanmışlardır.
Sebebi ise demokratik haklarını her gün
kullanmak olarak gösterildi.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki demokratik
hakkını kullanmak ve bunu mahkeme kararı ile hayata geçirmek bile tutuklanma ve
işkence nedeni sayılabiliyor. Bu mahkemelerin nasıl emir talimatla çalıştığını
da en net haliyle ortaya koyuyor. Mahkeme kendi yasalarına ona verilen emir
gereği uymuyor. Emekçilerin işini istemesini dahi ona verilen emir gereği suç
sayabiliyor.
Bunca adaletsizlikle birlikte hem işini
elinden alıp hem direnme hakkına saldırıp hem tutuklama kararı çıkarmak ancak
faşizmin saldırgan yüzünün saklanmaya gerek görülmediği hal ile açıklanabilir.
SALDIRILAR TUTUKLAMALAR YÜKSEL DİRENİŞİNİ
BİTİREMEDİ!
Yüksel direnişine emek verenler onun sesinin
kısılmaya çalışıldığı yerde Yüksel direnişine sahip çıkan direniş dostları
alanları boş bırakmadı. Bir kez daha tutuklamalar boşa çıkarılmış oldu.
Direnişin bitirilmeye çalışıldığı yerde yeni
direnişçiler alanlarda aynı haklı talepleri haykırmaya devam etti.
Yüksel Direnişini Bitirmek İstiyorsanız
İşini İsteyen İnsanların İşini Geri Verin!
Adaletsizliğe Uğrayan İnsanların Sesine
Kulak Verin!
Katliamları Saldırıları Durdurun! Ancak O
Zaman Yüksel Direnişi Amacına Ulaşmış Olur!
Siz Saldırdıkça Biz Direnmeye Her Alanı
Yüksel Direnişindeki Gibi Mevzileştirmeye Devam Edeceğiz!
Yaşasın Yüksel Direnişimiz!
Yüksel Direnişçileri Yalnız Değildir!
Yüksel Direnişçilerini Serbest Bırakın!
Adalet İstiyoruz! Alacağız!
TAYAD’lı Aileler