Eylemin düzenlendiği Mariahilfer caddesi bu sefer daha
kalabalıktı ve yapılan açıklamalar ilgiyle dinlendi.
1 yıllık süre içerisinde nelerin yaşandığı aktarırken,
uluslararası basında, Avrupa Birliği temsilciliklerinde ve nitekim Türkiye'deki
makamlarda en ufak tepkinin uyanması için 4 direnişçinin ölmesi gerektiği
anlatıldı. Bugün en temel hakların kazanılması için insanlar bedenini açlığa
yatırıp hayatlarını feda etmek zorunda olduğu ifade edildi.
Tıpkı Helin ve Mustafa şehitlikleriyle dünyayı ayağa kaldırdığı
ve İbrahim halkları birleştirdiği gibi.
Şimdi ise adil yargılama talebiyle hukuk cinayetinin önünde
bedeniyle barikat kuran avukat Ebru Timtik, hem Türkiye hem Avrupa'da
meslektaşları ve onlarca baroları ayağa kaldırarak, sevdiği halkını meslek kurumunun
en üst katında asılan resmiyle Selamladı.
Ve avukat Aytaç Ünsal yargı önündeki sürgü kilidini kararlı
direnişiyle henüz yeni yırtılmış sessizliği harekete geçirerek kırabilmiştir.
Eylemde dağıtılan bildiriler ve konuşmalarda, Türkiye'de 1
yıldan fazla ölüm orucuyla süren hak arayışları arasında, şimdilik bir tek
Didem Akman'ın direnişi kaldığı belirtildi. Didem'in başlattığı ölüm orucu
direnişi çok kritik bir aşamaya geldiği ve ölümle sonuçlanmaması için, bir kez
daha herkesin onun insani taleplerine sahip çıkılması gerektiği belirtildi.
Eylemde, yine birçok ülkeden gelen insanların
sahiplenmesiyle enternasyonal dayanışma vurgusu yapıldı.
"Bir daha kimse adaletsizlikle ilgili bu kadar acıyı
yaşamasın" artı "kimse en temel insan hakkı için ölmemelidir".
Didem Akman'ın talepleri kabul edilsin, Sincan Hapishanesine
sevk yapılsın.