Soma deyince akla madende katledilen 301 madenci ve
yetim kalan 432 çocuğu geliyor!
Ermenek deyince akla maden ocağında suda boğulan
işçilerden birinin babasının ''benim oğlum yüzme bilmezdi'' sözü geliyor.
Bu iki ilçe ismi de işçi katliamlarıyla
özdeşleşmiştir. Oligarşinin 3 kuruşluk karları uğruna yüzlerce işçiyi vahşide
katletmesi nedeniyle bu ilçeler işçi katliamlarıyla anılır. Ama oligarşi sadece
emekçileri rantı, karı uğruna öldürmekle de kalmayıp, haklarını da gasp ediyor. Ve artık işçi katliamlarıyla anılan bu
yerlerin sokakları direnişlere de şahitlik ediyor. Hakları gasp edilen ve
devletin yalan söyleyip ''haklarınızı vereceğiz'' dediği halde vermediği
işçiler eylemlere başladı. Hiç şaşırmadık ki işçilerin karşısına yine katil
polis çıkarıldı. İşçilerin önü kesildi, hakları olan yürüyüş hakkı da
ellerinden alındı.
AKP faşizmi halka düşmanlığını her gün çeşitli
biçimlerde göstermeye devam ediyor. Bugün işçilerin yaşattığı hak gasplarına
son vermek yerine işçilerin karşısına polisi çıkarması halk düşmanlığının bir
başka göstergesidir. Ama direnenlerin karşısına polisi de, her türlü silahlı
güçlerini de çıkarsalar emekleri,
Haklarını isteyen işçileri durduramazlar. Bertolt
Brecht'in de dediği gibi ''bunların hiçbiri onları durduramayacak.
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini...''
Direnen Soma-Ermenek İşçilerinin Yanındayız!
Zafer Direnen Soma-Ermenek İşçilerinin Olacak!
Dev-Genç
