Halk Cephesi halkın cephesidir ve halk olduğu sürece Cephe de olacaktır.
Ölüm Orucu direnişinde şehit düşen devrimci kahramanların
(Helin Bölek, Mustafa Koçak, İbrahim Gökçek ve Ebru Timtik) kızıl bayrağını
onurla tutuyoruz ve adalet mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz.
Halk Cephesi'ne yönelik baskılar şu anda Türkiye'de ve
uluslararası alanda artmaktadır. Mezopotamya'da halklar arasında "sadece
meyve veren ağaçlara taş atılır" diye bir atasözü vardır. Devrimci Mao'nun
mücadele hakkında söylediği de şudur:
"Düşmanın bize karşı bir cephesi olmazsa, bunun bizim
için kötü olduğunu düşünürüm - birey için, parti, ordu ya da okul için - çünkü
böyle bir durum onlarla birlikte olduğumuz, düşmanla işbirliği içinde olduğumuz
anlamına gelir. Düşman bize saldırırsa, bu iyidir; çünkü bu düşmanla aramıza
net bir çizgi çizdiğimizin kanıtıdır. Düşman bize karşı gelirse, bizi renkler
arasında en siyah renklere boyarsa ve bizden hiçbir şey kabul etmezse, o zaman
bu daha da iyidir; çünkü bu durum sadece kendimizle düşman arasında net bir
ayrım çizgisi çizdiğimizi değil, çalışmalarımızın da parlak sonuçlar ürettiğini
gösterir.
(Mao Tse Tung)
Bu gerçek her gün halk cephesi ve iktidardaki burjuvazinin arasındaki
sınıf mücadelesinde görünüyor.
Halk Cephesi'nin mücadelede elde ettiği zaferler
efsanelerdir ve aynı zamanda tüm halklar için büyük umut verir.
Türkiye genelinde parlayan, direniş yolunu ve bununla
bağlantılı zaferini gösteren tek ışıktır.
Halk Cephesi, özellikle tüm muhalefetin AKP'nin faşist Türk
devleti tarafından bastırıldığı ve yok edildiği bir dönemde, hepimizin
umududur.
Azim, sabır, cesaret, özgüven, kararlılık, hırs ve tabii ki
insanları örgütlerken insan hakkı olan amaca ulaşmanın umududur.
Avrupa'dan Süryani Halk Meclisleri, Türkiye'deki Halk
Cephesi ile dayanışma gösteriyor, baskıların derhal sona ermesini ve tüm
tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyor.
YAŞASIN HALK CEPHESİ!
Avrupa Süryani Halk Meclisleri