Ülkemizde "Deprem Zengini Değil Fakiri Öldürüyor"
Almanya'da İse "Korona Önlemleri
Tekelleri Değil Halkı Yoksullaştırıyor"
Kapitalist düzende halkın yararına tek bir kırıntı yoktur.
Her şey halkın zararınadır. Emperyalist-kapitalist ülkeler ya da bizim ülkemiz
gibi yeni sömürge ülkelerde sonuç değişmiyor.
Kapitalizm, yalan,
kapitalizm, yoksulluk ve işsizlik
kapitalizm, yıkım, talan ve hırsızlık demektir.
Almanya'da korona salgını nedeniyle, 2 Kasım Pazartesi
gününden itibaren basının deyimiyle "katı önlemler" alınmaya
başlandı.
Okullar ve yuvalar açık kalacak.
Barlar, spor salonları, kafeler, sinemalar, spor salonları,
tiyatrolar, opera ve konser salonları kapatılacak. Restaronlar ise sadece
evlere servis yapabilecek.
En fazla iki hane halkı biraraya gelebilecek. Evlerde
misafirler kısıtlanacak... En fazla 10 kişi biraraya gelecek vb. Eylemler,
protestolar, gösteriler için ise en fazla 10 kişi biraraya gelebilecek... O da
kişilerin arasında 7-8 metre, 10 metre mesafe bırakarak gerçekleştirilecek.
Tüm bu önlemlere bakınca sanırsınız halkın sağlığını çok
önemsiyorlar. Bu "katı önlemler" büyük işletmeler, fabrikalar,
işyerleri için geçerli değil. Geçerli değil çünkü Alman ekonomisi büyümek
zorunda.
İşçilerin, emekçilerin işyerlerine gitmek için bindikleri
trenler, tramvaylar, otobüslerde yanyana hatta kimi durumlarda sıkışık şekilde
yolculuk etmelerine karşı alınmış bir önlem de yok. Emekçilerin, çalışanların
hastalanmasında bir sakınca görmüyor tekeller...
Sistem her şeyiyle tekellerin çıkarlarına göre düzenlenmiş
durumda...
Küçük esnaflar, restoranlar iflasın eşiğine geldi.
Ama zaten kapitalizmde oyunun kuralı da bu:
"Büyük balık küçük balığı yutar."
Son önlemlerle beraber Alman Ekonomik Araştırmalar
Enstitüsü'ne göre 600 bin kişinin işsiz kalacağı öngörülüyor.
"...kapanacak sektörlerde 19 milyar 300 milyon gelir
kaybı yaşanması ve 600 bin çalışanın işini kaybetmesi bekleniyor"
(Hürriyet, 1.11.2020)
Emperyalistlerin "refah" "sosyal devlet"
yalanlarının altında büyük bir yoksullaşma var.
Günümüz Almanyasının 83 milyonunun yaklaşık yüzde 20 si
fakir. Resmi verilere göre 300 bin yoksul çocuğu her sabah evden kahvaltısız
çıkıyor. Ve "Sofra" denilen yoksulların, soysal yardım ve işsizlik
parası alanların yararlandığı marketlerden çoğunluğu emekli olan 1.7 milyon
insan yararlanıyor. Korona sürecinde "Sofra" dan yaralananlar yüzde
20 artmış. (Cumhuriyet)
İşte kapitalizmin cenneti böyle oluyor.
Ülkemizde Deprem Yoksulları Vurdu
Avrupa ya da ülkemizde kapitalizm için değişmeyen tek kural;
halkın çıkarına hiçbir kırıntının olmayacağıdır.
Her felaket, her salgın hastalık, sel, deprem ya da korana
halkın daha da fazla yoksullaşmasına neden oluyor. Hepsinin bedelini yoksullar
ödüyor.
Deprembilimci Prof. Ahmet Ercan İzmir depremi için
"Depremde zenginler değil yoksullar ölür" diyerek bu gerçeği ifade
ediyor.
AKP faşizmi ise bina enkazlarının altında insanlarımız can
verirken onların ölümünü izlemekle, emekçiler için torba yasalar çıkarmakla ya
da devrimcilere operasyon düzenlemekle meşgul. İnsanlarımız ya açlıktan ya
salgın hastalıktan ya da madenlerde işyerlerinde katlediliyorlar...
AKP faşizmi İzmir'deki depremin enkazlarını sansürlemeye; o
da olmazsa depremin şiddetini küçültmeye çalışıyor.
İşsizlik rakamlarını, hastalıktan ölenlerin sayısını, seçim
sonuçlarını... çıkarına olmayan her tür rakamı değiştiren AKP faşizmi, en
sonunda depremin richter ölçüsünü de değiştirmeye kalktı.
Sonuçta Faşizm Yalan, Demagoji Ve Katliam Demektir gerçeği
yine karşımızda...
Bu gerçeği yine değiştirecek olan bizleriz.
Halkın mücadelesi onların köhnemiş düzenlerini başlarına
yıkacak.
Emperyalizme ve onların işbirlikçilerine karşı mücadele
edelim.
Tek Yol Devrim, Tek Çözüm Sosyalizm
Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadelemiz
Haklıyız Kazanacağız
Dortmund Halk Cephesi