mahkûm edildi.
Hükümet, tekelci burjuvazi ve işbirlikçi sendikalar asgari
ücret için bir araya geldi; oturdular, tartışır,
kavga eder gibi yapıp, önceden belirledikleri rakamları en
son açıkladılar. Masadan herkes memnun
ayrıldı.
Öncelikle söylemek gerekirse; asgari ücret kavramı insanlık
onuru açısından kabul edilemez. Dünya
üzerindeki tüm güzellikleri yaratan işçi sınıfı, asgari yani
en düşük ücret ile çalıştırılıyor. Neye göre
asgari? Tabi ki de ölmeyecek ölçüde beslenebilmesine göre.
Asgari ücretin ortaya çıkış sebebi
‘devletçe belirlenen miktarın altında işçi çalıştırmayı
engellemek’ de olsa, bu hiç böyle uygulanmadı.
Asgari ücret burjuvaları dizginlemek yerine, işçileri en
asgari miktara mahkûm etti. Yıllar bunu
değiştirmedi ve bu hala böyle. Asgari ücret değil insanca
yaşamaya uygun bir ücrettir bizim talebimiz
ve bunun mücadelesini veririz.
2020’nin AKP faşizmiyle yönetilen ülkemizde ise asgari ücret
denilen rakam daha düne kadar açlık
sınırının altındaydı (Asgari ücret 2 bin 324 lira, açlık
sınırı 2 bin 430 lira civarıydı). Asgari ücrete yapılan
500 liralık zam asgari ücreti açlık sınırının üzerine
çıkarmış gibi görünse de enflasyon verileri öyle
söylemiyor. 500 lira bugünün enflasyonunun ücrete yansımış
hali. Yani değişen bir şey olmadı. Halkın
alım gücü değişmedi. Aksine yükselen enflasyon bir yıl
boyunca zamlanması bile hayal olan asgari
ücreti iyice eritecek ve halk düne göre daha fazla açlığı
yaşayacak.
Bir yıl içerisinde 500 lira gibi büyük gibi görünen rakamı
zam ile verecek kadar çaresiz haldedir
AKP. Çünkü memleketin her karışı satılırken burjuvazi iyice
semirdi. Artık iş kontrolden çıkınca da
Türkiye ekonomisi, Türk lirasının değeri iki paralık oldu.
Tam anlamıyla dışa bağımlılığı yaşadığımız
bugünlerde domatesin kilosu 10, soğanın 3, ekmeğin tanesi 2
lira. Zamlanmayan hiçbir gıda maddesi
yok. Elektrik, doğalgaz, su, ulaşım, iletişim… Hepsi hiç
olmadığı kadar pahalı. Yani eskiden çok gibi
görünen 500 lira, değer kaybederek artık zam görüşmelerinde
tartışılır oldu.
AKP’nin bakanları ve burjuvalar halkla alay eder gibi
rakamlar üzerine konuşuyor. AKP’nin Aile ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk 1200 liralık
türbanıyla ‘Türkiye’de yoksulluğun, özellikle
aşırı yoksulluğun ortadan kalktığını söylüyor. Asgari ücret
görüşmelerinde burjuvazinin temsilcileri
‘orta büyüklükteki işletmeler için asgari ücretin yüksek
olması işletmecileri zarara sokar’ diyor.
Ekonomiyi harabeye çevirenler şimdi de orta işletmeleri
düşünüyor. İşte yalanı nasıl söyleyeceğini
şaşıran burjuvazi ve onun faşist partisinin halleri.
Yaşadığımız durumun sorumluları başta ABD emperyalizmi olmak
üzere tüm emperyalist güçler ve
onların sadık köpeği olan Faşist AKP’dir. Açlığımız
yoksulluğumuz onlardandır. Bizden çalınanlar
doğrudan emperyalistlerin ve Tekelci burjuvazinin cebine
akmaktadır. Cengiz Holding’in 422 milyon
liralık vergi borcunun silinmesi bunun en basit
göstergesidir.
Bu yüzden, hakkımız 2 bin 825 lira değil kocaman bir
dünyadır. Bizi mahkum ettikleri açlığı onlara
karşı mücadele nedenine çevirelim. İşçi Meclislerinde
örgütlenelim.