Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu (Myk) Genel Kurul’da; Yüksel Direnişçilerini Ve Direnişten Yana Tavır Alarak Myk Üyelerini Eleştiren Üyelerini, Sendikadan İhraç Etti!
Kesk/Eğitim-Sen Myk Devrimci
Kamu Emekçilerini İhraç Ederek AKP Faşizmiyle İşbirlikçiliğine Devam Ediyor!
KESK/Eğitim-Sen MYK 28-29
Kasım 2020 tarihlerinde Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Delegelerinin yalnızca
beşte birinin katılımıyla gerçekleşen Genel Kurulda , tüm itirazlara rağmen, AKP’nin
KHK’lar ile yaratmak istediği kamudaki devrimci-demokratlara yönelik tasfiye
politikasına karşı 4 yılı aşkındır fiili mücadele eden ve şu an faşizmin zindanlarında
tutuklu bulunan üyeleri Yüksel Direnişçileri Nuriye Gülmen, Acun Karadağ ve
Mehmet Dersulu’nun gıyabında , sendikada sorumlulukları olan üyeler Ayhan
Erkal, Pelin Akbaş Yeşil, Yusuf Mengilli, Eylem Uysal, Sabah Aras ve Ahmet
Korkmaz hakkında da ihraç kararı alındı.
Genel Kurul’da gerçekleşen ihraçta Nuriye Gülmen, Acun Karadağ, Mehmet Dersulu
kendilerini savunamamışlardır. Çünkü tutuklu bulunmaktadırlar. Onların
tahliyesine kadar bile ihraç kararlarını gündem dışı tutmayan, onlara en baştan
kendilerini savunma hakkı vermek istemediği anlaşılan Eğitim Sen MYK’sı
düşmanca bir tavır sergilediğini, onların gıyabında ihraç kararı alarak da ne
kadar çürümekte olduğunu gözler önüne sermiştir.
Burjuva hukukunda bile
verilen savunma hakkını üyesi olan Yüksel Direnişçilerine vermeyen Eğitim Sen
MYK’sı, tüzüğünde yer alan devrimci sendikacılık anlayışından ne kadar
uzaklaştığını ve burjuva hukunun bile gerisine düştüğünü ispatlamıştır.
Sendikanın tarihine, kuruluşu için verilen emeğe, ödenen ağır bedellere ihanet
etmiştir.
Sözde ‘sendikamız
itibarsızlaştırılmak isteniyor, buna izin vermeyeceğiz’ yaygarası kopartarak
üyeleri üzerinde algı yaratmak derdinde olan KESK/ Eğitim Sen MYK’sı asıl
olarak devrimci sendikacılığı tasfiye gayesini hedeflemiştir.
Bugün AKP faşizmiyle uzlaşmaz
bir şekilde mücadele etmeyenler, bedeller ödemeyi göze alamayanlar yalnızca
uzlaşarak, faşizmden icazet alarak ayakta kalabileceğini, varlığını
sürdürebileceğini sanmaktadır. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Faşizmin sınıf
kiniyle hareket etmektedir. Faşizmle verilecek mücadele uzlaşmaz olduğu sürece
sonuç verecektir. Aksi takdirde çürüme ile başlayan süreç dönüşü olmayan bir
yenilgiye mahkûmiyet halini alır.
KESK/ Eğitim Sen MYK’sı bu
gerçeği ihraç kararlarını onaylarak göz ardı ettiğini duyurmuş oldu. Ohal ve
KHK’lere karşı direnmemeyi, direnişlere de destek olmamayı seçerek başladığı
faşizmin karşısındaki hareketsizliğini, tavırsızlığını, uzlaşmacılığını, aynı AKP’nin
kamudaki tasfiyesine ortaklık edercesine kendi içindeki devrimci çizgiyi
tasfiye ederek kanıtlamış oldu. Takındığı bu tavır ile asıl sendikayı itibarsızlaştıran,
tüzüğünü hiçe sayan, üyelerinin sendikadan beklediği tavrı göstermeyerek onları
bu baskıcı, diktatör rejimde yanlız bırakan Kesk/ Eğitim Sen MYK’sıdır. Kendi
bilinçli yanlışlarının üzerini örtmek için devrimci sendikacılık anlayışını
savunan, sendikanın tüzüğünün işlerliği için MYK’ya eylem çağrısı, direnişlere
ve direnişçilere destek çağrısı yapan üyelerine saldırmıştır.
Faşizm her türlü silahla
halklara saldırırken halka da her türlü imkanını faşizm karşısında mücadele aracına
dönüştürmelidir. Bu mücadele araçlarından biri de devrimci sendikacılık
anlayışıdır. Sarı sendikalaşmaya karşı kurulan ‘faşizm karşısında demokrasi
emperyalizm karşısında bağımsızlık’ şiarı ile hareket edeceğini taahhüt eden
bir sendikanın teslimiyet politikası sergiliyor olması kabul edilemez.
İhraçlarımızın tek, gerçek
gerekçesi tasfiye edilmek istenen devrimci sendikacılık anlayışı ile bugün AKP
faşizmi karşısında varlık mücadelesini bedel ödemeyi göze almak yerine
uzlaşarak vermeyi tercih eden Eğitim Sen MYK’sı arasında yürüttüğümüz ideolojik
mücadeledir.
Bizler savunmakta olduğumuz
devrimci sendikacılık anlayışından asla vazgeçmeyeceğiz. Elmas Yalçınların
memurluk pratiğini biliyoruz. Faşizm karşısında verilecek mücadelenin yalnızca
uzlaşmaz bir kavga ile mümkün olduğunu da biliyoruz. Faşizm karşısında
direndiğimiz için bizden çekinen, bizi içinde barındırırsa AKP faşizminden
istediği icazeti alamayacağından endişe eden ve asıl olarak mevcut konumlarını
kaybetme derdine düşen KESK EĞİTİM SEN MYK’sının tavrını ve aldığı kararı
reddediyoruz. Sendikanın tarihine yapmakta oldukları ihanet karşısında sessiz
kalmayacağız. Faşizmle verdiğimiz uzlaşmaz mücadeleyi sendikanın yönetimindeki
teslimiyetçi anlayışlar karşısında da aynı kararlılıkta sürdüreceğiz.
Eğitim Sen delegasyonuna
sesleniyoruz;
Verdiğiniz ihraç kararı
Eğitim Sen’in tarihine kara bir leke olarak geçmiş oldu. Faşizm karşısında
göstermiş olduğunuz uzlaşmacı tutum eleştirildi, ısrarla duymamaktan geldiniz.
Direnişlere desteğiniz beklenirken sizler katil Meral Akşener ve Temel
Karamollaoğlu ile el sıkıştınız, AKP’nin baş denetçisi Şerif Malkoç’u sendikada
ağarlarken kendi üyelerinizi, üstelik 4 yılı aşkındır her türlü bedeli,
işkenceyi göğüsleyen üyeleriniz Yüksel Direnişçilerini tekme tokat sendikadan
attınız. Kapınız faşizmin temsilcilerine sonuna kadar açılmışken bizlere, kendi
üyelerinize kapandı. Ne hakla? Bu utanç dolu tavrınız asla unutulmayacak. İhraç
kararından vazgeçmediğiniz ve özeleştiri vermediğiniz takdirde emekçilerin
gözünde faşizme hizmet ediyor olarak anılacaksınız.
Devrimci Kamu
Emekçilerinin ve Direnişçilerin İhracı Kabul Edilemez!
İhraç Kararı Geri
Çekilmelidir!
Devrimci Kamu Emekçileri
Sendikadan Tasfiye Edilemez!
Emekçiyiz Haklıyız
Kazanacağız!
Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!
Kamu Emekçileri Cephesi (29 Kasım 2020)