Almanya emperyalizmi, devrimci tutsak Musa Aşoglu üzerindeki tecriti ağırlaştırarak sürdürüyor.
Musa Aşoğlu tutsaklığının ilk
20 ayında günün 23 saatini tek kişilik hücrede geçirmek zorunda bırakılmıştı.
Bir önceki cümleyi dönüp tekrar tekrar okumalı. Emperyalizmin devrimcilere
duyduğu kinin, devrimcilerden intikam alma politikalarının yansımasıdır bu.
Aylar süren kampanyalar, yapılan eylemler sonuç vermiş ve Alman Devleti, Musa
Aşoğlu'nun cezaevindeki tecrit koşullarını hafifletilmek zorunda kalmıştı. Ancak
Almanya Türkiye'li devrimci Musa Aşoğlu üzerinde uyguladığı tecrit
politikasında ısrar etmekte ve tek kişilik hücrede tutmakla yetinmemekte,
kendisine kitap, dergi, gazete ve mektup yasakları getirerek, yaptığı işkenceyi
daha da ağırlaştrmaktadır. Kendisiyle aynı ceza evinde kalan, dava arkadaşı
Erdal Gökoğlu ile bile görüşmesi engellenmektedir.
Musa Aşoğlu, bir devrimcidir.
Milyarlarca insanın açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiği, emperyalist işgaller
sonucu katledildiği ya da yerinden yurdundan edildiği bir dünyada, en meşru, en
insanca ve en doğal olanını yapmış ve hayatını emperyalizme, faşizme karşı
mücadele etmeye ve herkesin eşit, adil ve insanca koşullarda yaşadığı sömürüsüz
bir dünyanın kurulmasına adamış bir devrimcidir. Bir avuç azınlığın, dünya
halklarının emeği, alın teri ve kanı üzerine kurduğu saltanata, bu zorba düzene
karşı devrimcilik suç değil; meşrudur, bir zorunluluktur!
Alman emperyalizminin
devrimci korkusu gibi devrimcilere duyduğu kin de tarihidir. Biz Alman faşizmini,
tutsak RAF militanlarına yaptıklarından biliyoruz. Alman Devleti bu korkusundan
kendi yasalarını bile hiçe sayarak, göstermelik mahkemelerle, herhangi bir
delil olmaksızın verilen siyasi kararlarla devrimcileri tutsak etmekte ve bu da
yetmezmiş gibi devrimci tutsaklar üzerinde hapishanede ağır tecrit uygulayarak
devrimcileri yıldırma hayalleri kurmaktadır.
Nüfusunun %1'lik en zengin kesiminin,
milli gelirin %30'undan; %10'luk bir avuç burjuvanın toplam milli gelirin
%60'ından fazlasını elinde tuttuğu Alman emperyalizmi, devrimcilerden,
devrimcilerin gerçeği haykıran sesinden korkmakta haklıdır. Almanya'da milyonlarca
kişi Harz4 yardımlarına muhtaç yaşamak zorundayken, Alman burjuvazisi iktidarını
ve saltanatını, ırkçı politikalar ve devrimcilere baskı yaparak sürdürmek
istemektedir.
Almanya büyük bir silah ihracatçısı
bir ülke olarak, NATO partneri ve kıymetli müşterisi Türkiye'de de sosyalist
bir devrimin olmasından ve devrimci bir halk iktidarının kurulmasından, en az
Almanya'daki kadar, korkar. Ayrıca Türkiye, diğer emperyalist ülkeler gibi,
Alman emperyalizmi için de ucuz işçi cennetidir. Almanya, bu yüzden Türkiye
faşizminin destekçisi, koruyucusudur. Çıkardıkları 129b yasası bu bağlamda
düşünülmüş bir yasadır. Bu yasa Türkiye faşizmini koruma yasasıdır.
Alman Devletinin Musa
Aşoğlu'nu, kararlı bir devrimciyi, bir vatanseveri tehlike olarak görmesi,
kendisine uygulanan ağır tecrit işkencesinin nedenleri buralarda aranmalıdır.
Alman Devleti, başına para
ödülleri koyarak, tutsak edip tecrit işkencesi uygulayarak Musa Aşoğlu'nu
yıldıramaz! O, hayatını halka ve devrime adamış bir Özgür Tutsaktır!
Emperyalizm, Özgür Tutsakları, tecrit zindanlarında sessiz sedasız yok
edemeyecek!
Musa Aşoğlu'na Özgürlük!
Musa Aşoğlu Onurumuzdur!
129b Yasası Derhal
Kaldırılmalıdır!
"Musa Aşoğlu ile ilgili haberlere www.musaasoglu.org" sitesinden takip edebilirsiniz.