Bir ülkede faşizm varsa o ülkede adalet temelinde yargılamalar yapılamaz. Bu değerlendirmenin bir örneğini 27 Ocak 2020 Çarşamba günü Yüksel Direnişçilerinin tutuklu bulunduğu duruşmanın ikincisinde görmüş olduk.
Duruşma başladığı andan itibaren komplolara
dayanıyordu. Direnişte talimat arama çaresizliğine düşen mahkeme heyeti her
direnişçinin sözünde halka dayatılan adaletsizliğin teşhirini duyuyordu. Çünkü
Yüksel Direnişçilerine yöneltilen suçlamaların özünde "Neden Adalet
İstiyorsunuz?" sorusu vardı. Direnişçilerin bu soruya cevapları,
direnmenin, adaletsizliğe karşı adalet mücadelesi vermenin zorunluluğunu ve
meşruluğunu anlatmak oldu.
Duruşma sonunda Acun Karadağ tahliye
edilirken Nazan Bozkurt, Alev Şahin ve Mehmet Dersulu hakkında tutuk devam
kararı verildi. Bu karar hukuksuz ve adaletsizdir.
Bir kez daha yazalım; Yüksel Direnişi,
AKP faşizmi ile Anadolu halkları arasındaki en güçlü barikatlardandır. Direnme
şiarlarını bu toprakların direniş damarlarında büyütmektedirler. Halka karşı işlenen
suçların hesabını sormaya, meydanlarda, sokaklarda olmaya kararlılar. Tutsak ettiğiniz
anda da dört duvar arasından dan gökyüzüne haykırırlar adalet istiyoruz
talebini.
Bir kez daha yazalım; "Direnmeyi
seçmiş biri karşısına dünyanın bütün cephanesini de yığsanız yine de onu
vazgeçiremezsiniz."
Yüksel Direnişini böyle
bitiremezsiniz. Yüksel Direnişçilerini tutuklayarak, halkın yükselen adalet
talebinin önüne geçemezsiniz.
Bu hukuksuz kararı tanımıyoruz.Bizler
mücadele etmeye devam edeceğiz. Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.
YAŞASIN YÜKSEL DİRENİŞİMİZ!
DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!
ADALET İSTEYENLER DEĞİL
ADALETSİZLİĞİ YARATANLAR YARGILANSIN!
DİRENİŞLER MECLİSİ