Direnişler Meclisi’nin “FAŞİZMİN YASAL ZORBALIĞINA BOYUN EĞMEYELİM HALKIN DİRENİŞİNİ ÖRGÜTLEYELİM!” başlıklı bildiri ve imza föyünü yayınlıyoruz.
“Halk olarak adalete açız… Bu
topraklarda adaletsizliğin haddi hesabı yok…” denilen bildiriyle Direnişler
Meclisi “Suskunluğa mahkum olmayalım… Adalet için, sorunlarımızın çözümü için
Halk Meclislerinde Halk Komitelerinde Örgütlenelim.” çağrısında bulunuyor.
Bildirinin tamamı ve imza
föyünün PDF’si için TIKLAYIN
FAŞİZMİN YASAL ZORBALIĞINA
BOYUN EĞMEYELİM
HALKIN DİRENİŞİNİ
ÖRGÜTLEYELİM!
Halk olarak adalete açız.
Dünyanın, Avrupa’nın en büyükleri arasına giren koca koca “Adalet Sarayları”mız
var ama bu saraylar adalet dağıtmıyor. Adaletsizliğe uğrayanları mahkeme
koridorlarında süründürerek adalet aramaktan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Adalet
talebiyle açtığımız davalarımız mahkeme mahkeme dolaştırılıyor, olmadı mahkeme
heyetleri değiştiriliyor. Yine de vazgeçmiyoruz adalet istemekten.
Nefesimiz, gücümüz yettiğince
bazen tek başına kalmak pahasına, bazen gözünü karartıp yanımızda duranlarla
mahkeme önlerinde, meydanlarda, sokakta, sosyal medyada ADALET İSTİYORUZ.
Adalet talebimizi sağır
kulaklara duyurmak istediğimizde Adalet Savaşçısı Ebru Timtik’in teyzesi gibi
gözaltına alınıp tutuklanıyoruz; kızı Rabianaz’ın katillerinin yargılanmasını
isteyen Vatan Naz gibi tehdit ediliyoruz; gözaltında, hapishanede çıplak
aramaya maruz kaldığını söyleyen kadınlar gibi hakarete uğruyor, ahlaksız
sayılıyoruz; Boğaziçi Üniversitesi’nde AKP’nin atadığı rektöre karşı çıkan
öğrenciler, öğretim üyeleri gibi terörist ilan ediliyoruz; sosyal medyada
adalet isteyenlere ses olduğumuzda gece yarısı baskınlarına uyanıyoruz…
Bu topraklarda adaletsizliğin
haddi hesabı yok. Hangi birini sayalım?
Soma’da katledilen 301 maden
işçisi için adaleti, başbakanı “Bunlar olağan şeylerdir” (R.T. Erdoğan, 14
Mayıs 2014) diyen bir ülkede arıyoruz, arayacağız! Adalet istemekten vaz mı
geçelim?
Ermenek’te madende boğularak
ölen 18 işçiden birinin annesinin “oğlum yüzme bilmezdi” sözleri unutulur mu?
Çorlu’da raylardan çıkan
trenle 25 canımız gitti. Katliamların, adaletsizliğin düzeninde rayında giden
ne var?
Sakarya Hendek’teki havai
fişek fabrikasında patlama olduğunda biz evlatlarımızın kolunu bacağını ararken
fabrika sahiplerine moral yemekleri vermediler mi?
Antalya Rixos Otel’in
havuzunda ölü bulunan Burak Oğraş’ın soruşturmasını gereği gibi yapmayan
dönemin emniyet müdürü aynı otelde emekliliğinde üst düzey yönetici olmadı mı?
Berkin Elvan, Dilek Doğan’ın
ve daha nice halk çocuklarının katilleri ellerini kollarını sallayarak gezmiyor
mu?
Sözde Adalet Saraylarından,
ama gerçekte iktidarın iki dudağının ucundan çıkan, acılarımızı dindirmeyen,
içimizi soğutmayan kararları sineye mi çekelim, vaz mı geçelim?
Ölülerimiz bizden adalet
istiyor… Onlar adalete aç öldüler.
Onları kendi ellerimizle
araya araya, parça parça toplayıp kefenleyerek toprağa verdik. Yasımız bilindik
yaslara benzemiyor, gözyaşlarımıza sıkılı yumruklarımız eşlik ediyor.
Yokluklarına bir gün öfkemizin dineceğini, adaletin tecelli edeceğini,
hesabımızın mahşere kalmayacağını inanarak dayanıyoruz.
Doymak bilmez kâr hırsıyla
saldırıp katlettikleri yüzlerce binlerce cansız bedenin sevdikleri, yakınları
olarak, eşleri, çocukları, ana babaları olarak, çalışma arkadaşları, komşuları,
köylüleri olarak, şimdi adaletsizliğe karşı çıkmazsa yarın aynının başına
geleceğini bilen halk olarak ADALET İSTİYORUZ.
Faşizmin mahkeme salonlarından
adalet çıkmıyor. Hem haksız hem de adaletsiz olan AKP faşizmi yasaların
korumasında zulümle yönetiyor, yasaları halka saldırı aracı olarak kullanıyor.
Cumhurbaşkanını eleştirenler,
AKP’yi protesto edenler, hiçbir şey yapamazsa bir tweet atarak tepkisini
gösterenler dahi gözaltına alınıp tutuklanıyor. Onurlu, namuslu gazetecilere,
sanatçılara işsiz bırakılıyor. Çalışma hakkı iktidarla iyi geçinenlere tanınan
bir ayrıcalık haline gelmiş durumda. Dernekler kapatılıp meslek örgütleri
işlevsiz hale getirilirek halkın örgütlenme hakkı elinden alınıyor. Gerici
faşist örgütlenmelerin önü açılıyor.
Nerede bir zorbalık varsa
karşısına dikilen, nerede bir haksızlık varsa üstüne atılan, nerede bir yalan
varsa halkın gerçeğiyle karşısına dikilen ve emperyalizmin sömürüsüne, faşizmin
zulmüne karşı savaşanlar var… BIZ VARIZ!
Korkuları, yalanları,
baskıları, zulümleri bundandır.
Yargılandığı mahkemelerde
serbest bırakılan devrimciler yapılan itirazlarla gün dolmadan tekrar
tutuklanıyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile devrimciler
hapishanelerde ölüme, tecrite mahkum ediliyor. Devrimci sanatçılara, devrimci
avukatlara onlarca, yüzlerce yıl hapis cezaları veriyorlar. İtirafçılığı,
iftiracılığı bir müessese haline getirmek istiyorlar…
Halkı yaşadığı adaletsizlikler
karşısında savunmasız, şarkısız, şiirsiz, silahsız bırakmak istiyorlar. İzin
vermeyeceğiz!
Faşizmin kuşatması halkın
üzerine karabasan gibi çökerken saldırılara direnen, teslim olmayan sadece biz
varız. Adaletsiz yargılamaları kabul etmiyoruz, haklılığın gücüyle AKP’nin
faşist yargısına direniyoruz.
Grup Yorum üyeleri Helin
Bölek ve İbrahim Gökçek halkın şarkılarını söyleme hakkı için canlarını verdi.
Halk yaşadığı adaletsizlikler karşısında savunmasız kalmasın halk için
avukatlık geleneği yaşasın diye Ebru Timtik 238 gün, Mustafa Koçak iftiracı
beyanlarının yargılamaya esas teşkil etmemesi için 296 gün direndi.
Suskunluğa mahkum olmayalım.
Emperyalizm ve faşizm karşısında umutsuzluğa kapılmadan karanlığı
aydınlatabilmek için bir mum olalım. Biz milyonlarız onlar bir avuç. Halka
düşman olan bir avuç zorba, ezilen halkların tarihi haklılığının sesini
susturamaz. Bütün olanaklar iktidarın elinde olduğundan fiziksel olarak
güçlüler, ama haksız ve adaletsiz oldukları için kendilerine güvenmiyorlar,
güçsüzler. Güçsüzlüklerini gizlemek için, baskı ve zora başvuruyorlar,
yalanların arkasına saklanıyorlar, hukuku bunun için kullanıyorlar.
Faşizmin asalak, ahlaktan ve
namustan yoksun, ayyaş, çıkarcı, her türlü değerini yitirmiş, uşak ruhlu
güçleri BİZLERİ YENEMEZ! FAŞİZMİN SOPASI YARGIYSA HALKIN DA İSYAN HAKKI VARDIR.
Halkın sorunları ortak.
AKP’nin hiçbir kurumu sorunlarımızı çözemez, bizi adalete doyuramaz. Adalet
halkın silahıdır. Adalet için, sorunlarımızın çözümü için Halk Meclislerinde
Halk Komitelerinde Örgütlenelim.
DİRENİŞLER MECLİSİ