günün devrimcilerinin ve devrimcilik iddiasında olan
herkesin tek tek bakması gereken,
yeniden anlaması gereken bir tarihtir KIZILDERE...
KIZILDERE: Fiziki olarak ölünen ama asla teslim olunmayan
dolayısıyla asla yok olmayan
devrimcilerin tarihidir... Düşmanın teslim olun çağrılarına
"Biz Burada dönmeye değil ölmeye
geldik" diyen Mahir Çayan'ın genç sesinden çıkan
düşünceler ideolojisinin sonucudur...Bu ses
49 yıldır asla susmadı. Üzerine yenileri eklenerek
büyütülen, zenginleşen bir tarihe dönüştü.
1972 'de Kızıldere'den Mahir'in sesi, 1992'de Sabolarınkine
karıştı. "Bayrağımız ülkenin dört
bir yanında dalgalanacak" oldu. "Siz bizim teslim
olduğumuzu nerede gördünüz!"
diyenlerinkine karıştı... Ölüm Oruçlarında Apolardan
Berdanlara, Ayça İdillerden Yedi Notanın komutanları Helin
ve İbolara, Koçak Mustafalara
ve Adalet kılıcı gibi keskin Ebru Timtiklere taşındı.
KIZILDERE: Devrimci Dayanışmanın, Siper yoldaşlığının
destanının yazıldığı bir tarihtir.
Bize kimse devrimci dayanışmadan bahsetmesin. Biz bunu
ölerek yaratanların soyundan
geliyoruz. Bizim tarihimiz Kızıldere... Oradan besleniyor
yine Kızıldere’ye akıyoruz. Kızıldere
devrimin nasıl yazılacağının tarihidir. Devrimci değerler
için gerekirse ölünebileceği, zaferin
canla, kanla geleceği gerçeğidir. Efsaneleşmiş bir gerçek,
ölümün kurşuna dizildiği bir tarihtir
Kızıldere. Devrimci dayanışmanın manifestosudur. Siper
yoldaşlığının ne olduğunun
tanımıdır.
Deniz Gezmişlerin asılmaması için gerçekleştirilen bir eylem
sonrası onlardan önce ölümü
göğüslemenin adıdır Kızıldere. Devrimin, siper yoldaşlığının
temellerinin sağlam atıldığı
harcında on devrimcinin kanı olan kalemizdir bizim. Her
devrimcinin beslenmesi, anlaması
gereken, kafası karıştığında yönünü dönmesi gereken
ufkumuzdur Kızıldere...
Adları:
Mahir Çayan
Hüdai Arıkan
Cihan Alptekin
Nihat Yılmaz
Ertan Saruhan
Ahmet Atasoy,
Sinan Kazım Özüdoğru
Sabahattin Kurt
Ömer Ayna
Saffet Alp tir ON'ların....
Adları devrim... Adları dirençtir adları teslim olmama...
ölüm ölür biz ölmeyiz diyenlerin
ölümlerden yeniden doğduğu yerdir. "Kızıldere sana yine
geliriz" diyenlerin yeniden gittiği
düşmanın bittiği ama Mahirlerin topraklarında yeniden
yeniden yeşerdiği bereketli
tarlalardır...
O yüzden Kızıldere Son değildir... Kurtuluşa Kadar savaşma
kararlılığında olanların Doğum
yeri KIZILDERE'dir.
Onun için Kızıldere nostaljisini yaptığımız geçmişimiz
değil, bu günümüz ve yarınımızdır.
Mahir biziz, her seferinde Mahirce vuruşur, Kızıldere'ye
ulaşırız.
KIZILDERE; üzerinden 49 yıl geçti. Acısı tazedir, direnişi
taze her devrimcinin düşmanla
çatışma anında anımsadığı gittiği geldiği yeniden yarattığı
bir tarihtir ki o yüzden yaşlanmaz.
Capcanlıdır; Her seferinde yeniden yaşarız, canlandırır
yeniden icra ederiz.
Evelimiz, ahirimiz, Mahirimiz Kızıldere'dir bizim. Orada
öldük orada doğduk ve orada
düşmanı yendik biz. "Gerisi Hayat" der geçeriz.
Bizim için hayat denilen mücadele içinde
çıkacak her engeli Kızılderece aşar, Kızıldere’ye ulaşırız.
Evimiz, ocağımız, vatanımız, halk kucağımız, yoldaş
sıcağımız KIZILDERE'dir...
30 Mart 1972 Kızıldere'den bu günlere bizleri yenilmez kılan
tüm şehitlerimizin anısı önünde
saygıyla eğiliyor, katillerini asla unutmayacağımızı ve
üzerinden asırlar bile geçse mutlaka
ama mutlaka hesabını soracağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
And olsun ki "Dünyayı bir
kez de Türkiye'den sarsacak" devrimi şehitlerimize
armağan edeceğiz...
Kızıldere Son Değil Savaş Sürüyor!
Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş!
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!