30 Mart 72 Bugünden Yarına Tüm Dünya Halklarının Zafer
Yürüyüşünün Adıdır!
Bundan 49 yıl önce, 30 Mart 1972' de Mahir Çayan
önderliğinde 10 devrimci ''BİZ BURAYA DÖNMEYE DEĞİL ÖLMEYE GELDİK''
haykırışları arasında toprağa düştü.
Onların, binlerce kişilik ağır silahlarla donatılmış faşist
ordu güçleri karşısında ölmek veya teslim olmaktan başka hiçbir şansları yoktu.
Teslimiyet yok olmaktı. Türkiye devriminin yolunun
karartılmasıydı. Sömürü ve zulme karşı zafer umutlarının yok olmasıydı.
Onlar, yok olmak için değil, bir derya deniz olan halkların
bağrında ebediyete kadar yaşamak için yola çıkmışlardı.
Onlar, Türkiye devriminin yolunun karartılması değil
aydınlatılması için yola çıkmışlardı.
Onlar gelecek kuşaklara bir direniş geleneği bırakmak için
yola çıkmışlardı.
Onlar sömürü ve zulme boyun eğmek değil zafer kazanmak için
yola çıkmışlardı.
Ve onlar tarihten Kızıldere’ye, Kızıldere’den bugüne ve
bugünden yarına yürünecek bir geleneğin temsilcisiydiler.
Bu gelenek, Spartaküslere, Thomas Münzerlere dayanıyordu.
Bu gelenek, Kerbelalara, Eba Müslim Horasanilere,
Mazdeklere, Babeklere, Karamatilere, Alamut Kalesi Dailerine dayanıyordu.
Bu gelenek, Anadolu' da Baba İshaklara, Şeyh Bedreddinlere,
Pir Sultanlara, Kalender Çelebilere dayanıyordu.
Bu gelenek, 71’lerde İsrail ajanı Elrom' a karşı yapılan
eylemle ve sayılarca anti emperyalist eylemlerle Kızıldere' ye yürüdü.
Bu gelenek, 71 yılının 1 Haziran'ında Maltepe' de Hüseyin
Cevahir' le Mahir Çayan' ın direnişinde, 1972 9 Şubat' ında Arnavutköy' de Ulaş
Bardakçı'nın direnişinde Kızıldere’ye yürüdü.
Bu gelenek 50 yıllık reformist revizyonist geleneği alt üst
ederek, devrim yolundaki bütün engelleri cesaret, kararlılık ve cüretle
temizleyerek Kızıldere’ye yürüdü.
İşte Kızıldere bütün bu tarihsel başkaldırıların zafer
müjdecisi olduğu için bizim doğum yerimizdir!
Kızıldere, Kerpiç evdeki 10 yiğit devrimcinin, Amerika' da
70 milyon Kızılderili’yi, Afrika' da, Asya'da, Ortadoğu' da, ve dünyanın dört
tarafında sayısız vahşi katliamlar, işkenceler ve soykırımlar suçu işleyen,
atom silahları dahil tepeden tırnağa ağır silahlarla donatılmış milyonlarca
ordu güçlerine sahip, gökdelenlerde, villalarda, saraylarda, şatolarda yaşayan
cümle sömürücü ve zalimlere bir meydan okuyuşudur.
İşte Onlar, bu nedenlerle tereddütsüz ölümü seçtiler.
Kızıldere' de 30 Mart 72' de yakılan meşale öylesine güçlü
bir ışık saçmıştır ki, sadece Türkiye devriminin yolunu aydınlatmamış, bugün
gelinen noktada tüm dünya halklarının sömürü ve zulümden kurtuluşunun yolunu
aydınlatmaya başlamıştır.
Ne sosyalizmin aldığı ağır darbeler, ne de emperyalizmin
yeni dünya düzeni adı altında tüm dünya halklarına teslimiyet dayatmaları
Kızıldere' nin takipçilerini yolundan döndüremediyse ve her geçen gün zafere
bir adım daha yaklaşmalarını sağlıyorsa işte bu meşale sayesindedir.
Bu meşale, bu manifesto, 70-80 sürecinin anti faşist
mücadele yıllarında, 12 Eylül faşizmi koşullarında 84 Ölüm Oruçlarında, 90' lı
yılların sayısız katliamlarında, işkencelerinde ve kayıplarında, 2000' li
yılların ya teslimiyet ya ölüm dayatmaları karşısında 122 kez ölümlerde, 2020'
deki Adalet direnişlerinde yılmadan, bıkmadan, usanmadan, büyük bir umut ve
coşkuyla yeniden ve yeniden yaşam bulmuştur.
Bu yolun temsilcileri: 1991' de 12 Temmuz' da Niyazi,
İbrahim ve 14 devrimci olmuştur. 1992, 16-17 Nisan'ında ''Varsa Cesaretiniz
Gelin'' diye haykıran Sabolar, Sinanlar; Fazıllar olmuştur. 1994' te ''Ölüme de
Tilililli'' diyen Güner Şarlar, Özlem Kılıçlar olmuştur. 1994' te Dayı'nın
önderliğinde yeniden partileşmeyi yaratanlar olmuştur. 1996' da ve 2000'lerde
sıra sıra şehitler kervanına katılan Büyük Ölüm Orucu Direnişçileri olmuştur.
2010'larda Elif, Şafak, Bahtiyar olmuştur. 2020’lerde Adalet Direnişçileri
Koçak Mustafa, Yedi Notanın Komutanı Helin Bölek, Yıldızlı Yürek İbrahim Gökçek
ve Dersim' in Karacası Ebru Timtik olmuştur.
Yani Kızıldere, geçmişten o güne, o günden bugüne akan bir
tarihtir.
Kızıldere Bugünden yarına, halkın kurtuluşuna ve iktidarına
akmaya devam eden bir tarih olacaktır.
Ne zaman sömürü ve zulüm tüm dünyadan silinirse Kızıldere
yürüyüşü de o zaman son bulacaktır.
Bu nedenle KIZILDERE SON DEĞİL SAVAŞ SÜRÜYOR SÜRECEKTİR!
Her kim Kızıldere’yi bu tarihsel misyonundan ayrı ele
alırsa, öncesindeki ve sonrasındaki bu tarihinden koparırsa, Her kim onu sadece
bir devrimci dayanışma olarak göstermek gibi dar sınırlara hapsederse ve her
kim onun zafer müjdecisi, halkların kurtuluş umudu olma misyonunu yok sayarsa,
Kızıldere’den hiçbir şey anlamamış demektir.
Bizler, On'ların takipçilerinden olmaya ve zafere kadar
On'ların aydınlattığı yolda yürümeye and içenlerden olmaya devam edeceğiz!
Kızıldere Son Değil Savaş Sürüyor!
Ya Zafere Kadar Savaş Ya Kölece Esaret!
Kahrolsun Faşizm Ve Emperyalizm Yaşasın Kızıldere Yolunda
Sosyalizmin Ve Devrimin Zaferi!
Mahir Çayan Ve Kızıl Dere Şehitleri Yaşıyor Savaşıyor!
30. 03. 2021