Almanya Halk Cephesi: 30 Mart-17 Nisan Günlerini Yeni Direnişlerle Karşılıyor,
Her Direnişle Kızıldere'yi Bir Kez Daha Selamlıyoruz
Tarihin en önemli dönüm noktalarından birisi 30 Mart 1972
yılında yaşandı. O gün KIZILDERE'DE Türkiye devriminin ve devrimcilerinin doğum
yeri oldu.
O gün Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere de dökülen
kanlarıyla beraber, ideolojimiz bir kez daha yazılı bir metin olmanın çok
ötesine geçti. Anadolu'da kerpiç bir köy evinden tüm Anadolu topraklarına
Mahirlerin cevabı yayılmaya başladı: "BİZ BURAYA DÖNMEYE DEĞİL, ÖLMEYE
GELDİK"
Bu tarihsel cevap halka, onbinlere, milyonlara ulaştı.
Hala günümüzde emperyalizmin ve faşizmin tüm saldırılarına
karşı cevap olmaya devam ediyor.
Kızıldere, dünyada ve ülkemizde devrim ve sosyalizm
mücadelesinin bitmeyeceğini, halka umut olmaya devam ettiğini anlatıyor.
Helin Bölek, İbrahim Gökçek, Mustafa Koçak, Ebru Timtik ölüm
orucu direnişiyle bunu anlattılar.
Halkın teslim alınamayacağını anlattılar. Yerin yedi kat
dibine gömülmeye çalışılan umudu canları pahasına yeryüzüne çıkardılar. Dünya
halklarına "çaresiz değilsiniz" dediler.
Bu ruhu yaratan Kızıldere'dir.
KHK zorbalığına, faşizmin krizinin bedelini ödemesi istenen
emekçi halkımıza, işinden atılana; aç ve açıkta bırakılana, sömürü ve zulmün
her türünü yaşamaya mahkûm edilen halkımıza yol gösteriyor Kızıldere...
Çünkü Kızıldere direniştir.
Kızıldere bedel ödemeyi göze almaktır. Ölmenin, bitmek
olmadığını bilmektir. Gerektiğinde ölerek çoğalmaktır.
Kızıldere "fiziki gücüm yetmez" dememektir,
ideolojinin en büyük güç olduğuna inanmaktır.
Baskı ve zulüm varsa direniş de var demektir.
Tüm dünyada herkes emperyalizm ve işbirlikçileriyle uzlaşsa
da uzlaşmayı ve ideolojilerin tasfiyesini kabul etmemektir.
Helinleri, İbrahimleri, Mustafaları, Ebruları yaratan bu
ideolojidir. Ülkemizin dört bir
tarafında faşizmin en ağır baskı koşullarında tek tek direniş ateşlerini yakan,
"akıllı solculuk" un karşısına uzlaşmayan ve
teslim olmayan bir mücadele anlayışını diken,
Avrupa'da "burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğünü"
teşhir eden, suç haline getirilmeye çalışılan devrimciliğin meşruluğunu her
alanda savunan Kızıldere'den beslenen bu anlayıştır.
Kızıldere kendine güvendir. Kuşatılmışlığın ortasında,
devrimin yolundan milim bile sapmadan sadeci ideolojik netliğine güvenerek yol
almaktır.
Tüm dünya halklarına "YALNIZ VE ÇARESİZ
DEĞİLSİNİZ" demektir.
DÜŞMANLARIMIZ "DEVRİMLER VE SOSYALİZM ÖLDÜ, BİTTİ"
YALANLARIYLA MİLYONLARI SUSTURMAYA ÇALIŞIRKEN
KIZILDERE ARTIK ÇOKTAN "MİLYONLAR" OLDU, ÜLKEMİZ
TOPRAKLARINDA KOCA BİR ÇINARA DÖNÜŞTÜ.
Emperyalizm kabuslar görmeye devam edecek.
Kızıldere halktır, halklaşmıştır.
Kızıldere Gazi'dir. Kızıldere Helin'dir, İbodur, Mustafa,
Ebru'dur. Kızıldere "sürekli faşizme karşı sürekli direniş" diyen
özgür tutsaklardır.
Kızıldere teslim olmayı reddeden halktır.
Bu onur ve inançla bir kez daha diyoruz ki
biz yenilmeyiz. Halk yenilmez. Kızıldere yenilmez.
30 Mart-17 Nisan Şehitlerimizi Andığımız Bugünlerde,
Kızıldere'de Şehit Düşen Onları ve Tüm Devrim
Şehitlerimizi Saygıyla Anıyor, Umudu Selamlıyoruz.
Almanya Halk Cephesi