Ali Aracı’nın kaleminden ‘zincirlerimizi kırmanın’ farklı yerlerde, zamanlarda, kişilerle nasıl geliştiğini okuyacaksınız bu kitapta.
Peki, gerçekten zincirleri
kırmak birkaç yüz sayfaya sığdırılabilir mi?
Tarih birçok yerde insanın
gelişimine, değişimine tıpkı yazarımızın anlatımında olduğu gibi şahit
olmuştur.
Yazarımız emeğiyle, sanatıyla
halkın kurtuluş mücadelesinde üretmeye devam ediyor.
O, kitabını okuyanlardan
hiçbir farkı olmayan milyonlarca insandan biridir.
Birçoğunuz anlattığı olaylara
tanık olmuştur. Aynı duygularla yoğrulmuş çelişkilerin zincirlerini kıran
nedenleri yaşamıştır.
Çok yalın anlatıyor. Aslında
insanı sömürü düzenine bağlayan zincirleri kırmak, yaşamın doğallığıyla
bütünleşmiştir.
İnanan, seven, emek veren
herkes zincirlerini kırabilir…
Yazarımızın ve nice
devrimcinin yaptığı gibi.
Bu kitabın, siz değerli
okurlarımızın yaşamına rehber, ışık olmasını umut ediyoruz.
Okurlarımızı, emek vererek
yaşamlarını sayfalara dökmelerini istiyoruz. Halkımız kendi tarihinden
öğrenecek. Ve emin olun her bir sayfamız geleceğe taşınacaktır.
Bir ömür neye sığar ki...
Hem de öyle bir ömür değil...
Dolu dolu... Bazı anlar var
ki belki bir kitap bile olabilecek bir hayat...
İşte böyle bir hayatı...
Ancak devrimciler
yaşayabilir...
Ve de ancak yine onlar
yazabilir…
YAZMALILAR...
Kalemini sermayeye satan
burjuva yazarlarına karşı, halkın içinden gelen halk çocukları da kendi
hayatını yazmalılar. Burjuvazinin kalemi ile değil, aldığı ve verdiği her
nefesinin hakkını vererek yazmalılar.
Yorum emekçisinin, bir
devrimcinin hikayesini anlattığı
bu kitap
bu zorunluluğun,
bu gerekliliğin,
bu ihtiyacın doğal, olması
gereken bir sonucudur.
Dolu dolu…
Halktan gelen ve halka giden
bir hayat...
Dolu dolu...
Halktan öğrenen ve halka
öğreten bir hayat...
Dolu dolu...
Kahramanlıklar ve ihanetlerle
dolu bir hayat...
Dolu dolu...
Dünden bugüne isyanlara
tanıklık etmek bir yana; içinde olmanın gururunu, onurunu taşıyan bir hayat...
Dolu dolu...
Emekçi bir ailenin çocuğundan
devrimciliğe uzanan bir
hayatı...
Dolu dolu..
Sadece bir hayat değil,
ayrıca Türkiye devrim mücadelesinden tarihsel bir kesit...
Kısa, hâlâ kavgayla süren bir
ömür ama,
dolu dolu geçen devrimci bir
ömür...
Bir kişinin devrimcilik
kararı alması nedir...
Nasıl devrimcilik kararı
alır...
Ne çatışmalar yaşar...
Sevinçlerden, acılara...
Ağıtlardan, türkülere,
halaylara...
Çelişkilerle, her anı savaş
içinde bir hayat...
Her insanın devrimcilik
kararı alması;
BİR ÖMÜRDÜR..
BİR HAYATTIR...
TÜM BİR HAYATI DEĞİŞTİRME
KARARIDIR..
HAYAT DEDİĞİN NE Kİ İKİ NEFES
ARASI...
İŞTE BU İKİ NEFES ARASINI
DESTANLAŞTIRACAĞIZ.
Evet...
Artık devrimciler yazılan
kitapları okumuyor, kendi kitaplarını yazıyor...
HALKIMIZA DEDİK Kİ;
“HALKIMIZ GÖZÜN AYDIN;
ARTIK SENİN DE YAZARLARIN,
SANATÇILARIN VAR…
Kendi çocukların şarkı
söylüyor… Avukatlık yapıyor, mimarlık yapıyor ve halkı için hayatlarını feda
ediyorlar.”
Ve bizim bu kitaplarımız;
HALKA GİTMEK DEĞİL, HALKTAN GELMENİN ESAS OLDUĞUNU gösteriyor.
YAZI YAZMAK ÖZEL BİR YETENEK
İŞİ DEĞİL;
EMEK VE ÇABA İŞİDİR.
İşte burada da bir halk
çocuğunun, devrimcileşme kararı alışından, devrimcileşme süresinde nasıl tüm
hayallerini emek ve çabayla gerçekleştirdiğini okuyacaksınız.
Her anı kavga ve mücadeleyle
geçen, devrimcileşen bir ömür...
Halkımız işte bu kitap,
sizin kitabınız, sizin
bağrınızdan gelen sizin öz oğlunuzun, devrimcilik serüveninin kitabı...
İşte burada kurgulanmış,
uydurma hayatlar...
Hayatla bağı olmayan bencilce
hayaller değil...
Burada SİZ VARSINIZ.
BURADA HALK VAR.
Kendinizi, sizin içinizden
çıkan bir devrimcinin kaleminden göreceksiniz...
Asi nehirin gürül gürül
akışından,
portakal çiceği kokusundan,
nasırlı emekçi ellerden,
içten o dolu dolu bakışlara,
sıcaktan kavrulmuş, samimi
yüzlere...
Halkın emek ve dayanışma
üzerine kurduğu hayatı göreceksiniz...
Halkın çektiği tüm
yoksulluğu, acıları sırtına yüklemiş...
Zulme boyun eğmeyen,
zalimin karşısında,
mazlumun yanında olmayı seçen
DEVRİMCİ BİR ÖMÜR!
Bir taraftan aynanız olurken
bu kitap, diğer taraftan da hayattaki tercihlerin önemini göreceksiniz..
Efendilerin kölesi olarak mı
yaşayacaksınız?
Çekilenleri sineye çekip, baş
mı eğeceksiniz?
Yoksa işte bu halk çocuğu
gibi buna karşı mücadele mi edeceksiniz?
Bu tercihler konusunda da
size güç verecek bu kitap...
Kimiz biz?
Nereden geliyoruz,
nereye,
nasıl gideceğiz?
Susacak mıyız, boyun eğip,
zulme onay verip kendimizi inkar mı edeceğiz?
Yoksa sessiz kalmayıp zalimin
karşısına bedeli ne olursa olsun dikilecek miyiz?
Bunun cevabını da bu kitapta
bulacaksınız..
Derler ki; “Aslanlar kendi
tarihini yazmayı öğrenene kadar, avcı hikayesi dinlemeye mahkumdur”.
Biz artık avcı hikayesi
dinlemeyeceğiz. Kendi tarihimizi kendimiz yazacağız...
Halka gitmek değil, halktan
gelmek ne kadar önemliyse.. Kendi tarihimizi de; döneklerden, seyircilerden,
zalimlerin kendisinden dinlememek de o kadar önemli...
Halktan geldik, halka kendi
tarihini BİZ taşıyacağız.. Hâlâ sonuna, sonuncusuna kadar direnmeyi slogan
haline getirmiş DEVRİMCİLERDEN dinleyeceğiz...
Devrimci sanatın alfabesini
yazan, dünyada ilklere imza atan Grup Yorum’un emekçisi bir devrimciden
okuyacağız.
Bu kitapta; devrimci gençliği
de bulacaksınız, özgür tutsakların ailelerini de... bu kitapta Grup Yorum da
olacak; halkın avukatları, mimar mühendisleri de...
Bu kitapta yaşam da olacak,
ölüm de...
Her sayfasında;
HALK OLACAK...
Her sayfasında;
KAVGA OLACAK...
Her sayfasında;
Her türlü burjuva
ideolojisinin etkisine rağmen DEVRİM demekten vazgeçmeyen bir mücadele
olacak...
Her sayfasında;
BEN, SEN YANİ BİZ ve de ONLAR
olacak...
Dostu da düşmanı da
tanıyacağız bu kitapta...
Bu yüzden tüm halkımızın
heyecanla okuyacağına inanıyoruz...
Okuyanların aynı heyecanı da
en yakınındakine taşıyacağına...
Halkız, Halk
Çocuklarıyız...
Halktan Geldik Ve
Sadece Mücadelemizle
Değil,
Verdiğimiz Ömürlerle
Değil...
Artık Kalemlerimizle De,
Yazdığımız Devrimcileşen
Hayatlarımızla Da
Halka Yine Döneceğiz...
Dönüyoruz...
Tüm Devrimcileri De Emek
Ve Çabayla Satır Satır Yazılmış Bu Kitap Gibi...
Kendi Hayatlarını Yazmaya
Davet Ediyoruz.
Her Kitap Yeni Bir
Davettir!
Bu Davet Bizim!