19 ARALIK HAPİSHANELER KATLİAMININ HESABINI SORACAĞIZ
21 Yıl önce 19 Aralık 2000 tarihinde 20 hapishanede devlet
bir katliam saldırısı gerçekleştirdi. Devletin saldırıları karşısında Ölüm
Orucu Direnişi yapan tutsaklara karşı, sözde onu bitirmeye yönelik yapılan bu
katliam saldırısında, 6 kadın tutsak Bayrampaşa hapishanesinde diri diri
yakıldı. Tutsakların üzerine savaşlarda kullanılacak kadar çok bombalar atıldı,
kurşunlar sıkıldı, kimyasal silahlar kullanıldı. Eli kanlı cellatları katliam
yaparken gülüyorlardı.
Ülkemizi yöneten iktidar bir çete devletidir. Bunu artık
halktan gizleyemiyorlar, ancak o günlerde halkı kandırmak için yalanlarını
yazdı sahibi oldukları gazeteler. “Ölüm
orucunda olanları kurtarmak için “ girmişlerdi. Hep bir ağızdan bunları
söylediler halka. Yaraladıkları binlerce
tutsak hariç 28 devrimci tutsağı katlettiler 19-22 Aralık tarihleri içinde. 21
yıldır süren duruşmalarda artık bu katliamı nasıl planlayıp yaptıkları açığa
çıkmıştır. Bizzat emperyalist merkezlerde dikte edilip, planlanıp, hazırlanıp
yapıldığı açığa çıkmıştır. Ancak hesabı verilmemiştir bu katliamın. Onlarca yıllık özgür tutsaklık tarihinde
faşizm defalarca planlı, organize katliamlar yapmıştır hapishanelerde
devrimcilere yönelik. Her seferinde karşısında direnişle çıkmıştır özgür
tutsaklar. Her saldırıyı, direnişle boşa çıkarmış, ölmüş ama teslim olmamış,
onların karşısında eğilmemiş başlardan başka bir şey görmemiştir düşman. Düşmanın teslim alma, devrimcilerin de
direnme geleneği kesintisiz devam etmektedir. Özgür tutsaklık geleneği, devrimci
tutsakların dünya halklarına örnek olduğu ve her zaman halklara güç veren bir
damarı olmuştur. Çünkü, hapishanede de olsan direniş siyasi olarak
devrimcilerin yok edilemediğini göstermiştir. Direnmeyen çürümüş, direnenler
yeni direniş destanları yazarak halklara güç olmaya, umut olmaya devam
etmiştir. Bu günde tek umut, tek
kurtuluş yolu, tek hak kazanma yolu, tek zafer yolu direnişten geçmektedir. Her
alanda direnmeden, yalnız kalmayı göze almadan en ufak bir hakkımızı bile
alamayacağımızı defalarca deneyimlerden öğrendik. 84’lerde, 96’larda,
2000’lerde, ve son olarak Mustafa Koçak, Helin Bölek, İbrahim Gökçek ve Ebru
Timtik’in ölümüne direnişlerinden tecrübe ettik. Direnmeden, bedeli göze
almadan siyasi bir hareketin yaşayamayacağı, devrimcilerin umut olamayacağı
artık tartışmasızdır. Bu gün tüm dünya halklarının bu kahramanları tanımasının
nedeni de budur. Tarih göstermiştir ki, direnenler ölseler bile yok olmazlar,
halka umut olmaya devam ederler. İdil’in
dediği gibi “ Yaşamış sayılmaz zaten yurdu için ölmesini bilmeyen”. Hiçbir hak
yoktur ki direnişsiz kazanılan Ebru’nun dediği gibi “Avukat ölse bile mezarında
hak arar”. Ve İbo’nun dediği gibi
“Anadolu’dan Antartika’ya, Latin Amerika” ya sesleri ancak böyle
duyurulabiliyor. Yani 19-22 Aralıkta
söylediğimiz gibi “Öleceğiz ama teslim olmayacağız” sözleri faşizmin korkusu
haline geldi. Ölümüne teslim olmayanlar korkutuyor faşizmi ve emperyalizmi.
Bunun bir parçası olmaktan onur duyuyoruz. Ve 19-22 Aralık Katliamının
hesabının mutlaka ama mutlaka sorulacak
olmasının inancı bizi daha güçlü yapıyor.
19-22 Aralık Şehitlerimiz önünde saygıyla eğiliyor,
katliamın hesabını sorulacağını birkez daha haykırıyoruz.
19-22 ARALIK ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!
19-22 ARALIK KATLİAMININ HESABINI SORACAĞIZ!
ÖZGÜR TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!
YAŞASIN 19-22 ARALIK DİRENİŞİMİZ!
ALMANYA HALK CEPHESİ