"Sevgili Meslektaşlarımız,Bu yazımızla, İstanbul 18.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan 5, 6 ve 7 Ocak 2021 tarihli duruşmalar
kapsamında size olan desteğimizi ifade etmek istiyoruz.
2013 ve 2021 yılları arasında yargılandığınız davanın
duruşmalarını takip ettik ve birçok kez heyet olarak incelemelerde bulunduk.
İzlenimlerimiz ve soruşturmalarımız, davanızın özünde siyasi
motivasyonlara dayandığını, adil yargılanma güvencelerini karşılamadığını ve
avukatların bağımsızlığına doğrudan kastettiğini gösterdi. Zira, sayısız
unsurlar arasında aşağıdaki olaylara tanık olduk.
Birincisi, AİHS'in 6. maddesi ve Birleşmiş Milletler Yargı
Bağımsızlığı Temel İlkeleri uyarınca bağımsız ve tarafsız bir mahkeme
tarafından yargılanma hakkı ihlal edilerek, dokuz yılı bulan yargılama boyunca
mahkeme heyeti birçok kez değişmişse de yargılama süreci yeniden başlatılmamış,
yapılan duruşmalar tekrarlanmamıştır.
İkincisi, size yöneltilen somut suçlamalara bakıldığında,
cezai takibata maruz kalmanızın sebebinin mesleğinizi icra etmeniz olduğu
anlaşılmaktadır. Oysa, Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel
Prensiplerinin 16, 18 ve 23. maddeleri uyarınca avukatlar, mesleklerini icra
ederken engelleme, yıldırma, taciz veya müdahaleye maruz bırakılamazlar; adalet
ve insan haklarıyla ilgili her türlü kamusal tartışma başta olmak üzere ifade
ve örgütlenme özgürlüklerinden yararlanmalıdırlar ve hiçbir koşulda
müvekkilleriyle veya müvekkillerinin yargılandıkları suçlarla
özdeşleştirilemezler. Terörle suçlanan kişilerin temel haklarını korumak veya o
kişileri temsil etmek size yönelik suçlamaların temelini hiçbir şekilde
oluşturamaz.
Üçüncüsü, silahların eşitliği ilkesi ve savunmanızı
düzenlemek için gerekli zamanın ve olanakların sağlanması hususunda, AiHS'in 6.
maddesi ile ilgili olarak, 17 Kasım 2021 tarihinde görülen duruşmadaki bazı
istisnalar haricinde, soruşturmanın genişletilmesi taleplerinizin peşpeşe
reddedilmesi konusunda endişeliyiz. Soruşturmanın genişletilmesi ve bu kapsamda
gerekenler yapıldıktan sonra savunmanızı hazırlamak için tarafınıza ek süre
tanınması yönündeki taleplerinizi destekliyoruz. Fakat talebiniz bugün bir kez
daha reddedilirse, adil yargılanma hakkının yeni bir ihlali olarak bu durumu
kayıtlara geçmek zorunda kalacağız.
Dördüncüsü, yargılamanızda Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nin 6. maddesini hiçe sayarak “ne bis in idem” ilkesinin ve makul
sürede yargılanma hakkının ihlalinin söz konusu olduğunu belirtmek
durumundayız. Nitekim davanız yaklaşık dokuz yıl önce, 2013’te başladı,
akabinde birkaçınız aynı olaylardan ötürü, aynı delillerle İstanbul 37. Ağır
Ceza Mahkemesinde yargılandınız.
Bu koşullarda, adil yargılanma ve avukatların bağımsızlığına
ilişkin ihlallerin giderilmesi için tek çare olan beraat ve derhal salıverilme
talebinizin yanındayız.
Son olarak, insan haklarını savunma konusundaki nitelikli
çalışmalarınızın mesleğimizi onurlandırdığını belirtmek istiyoruz.
Bu bağlamda, özellikle 2019 yılında Selçuk Kozağaçlı'nın
aldığı Avukatlar için Avukatlar Ödülü, 2020 yılında Barkın ve Ebru Timtik'in
aldığı LudovicTrarieux Ödülü ve 14 Haziran 2021'de Türkiye'de adil yargılanma
ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi çağrısında bulunan yüze yakın baro ve
hukuk örgütünün katıldığı Uluslararası Adil Yargılanma Hakkı Günü ve Ebru
Timtik Ödülü'nün ilanıyla hak mücadelesine olan bağlılığınızın ve maruz
kaldığınız baskıların uluslararası düzeyde görüldüğü konusunda sizleri temin
ederiz.
Bu nedenle, sizi destekleme konusundaki kararlılığımıza
güvenebilirsiniz.
Meslek kardeşliği selamıyla."
Mektupta imzası olan hukuk kurumları: