Avrupa Halk Cephesi: ŞEHİTLERİMİZİ ANMANIN TARİHSEL
SORUMLULUĞUNU BİRLİKTE YERİNE GETİRELİM!
50. Yıldönümünde
Kızıldere Manifestosu'nun Yolunda
DİRENİYORUZ, SAVAŞIYORUZ, KAZANACAĞIZ!
Anadolu'nun ücre bir
köyünde, tam 50 Yıldır, tüm Anadolu'yu ve dünya halklarını aydınlatan bir
meşale yanıyor.
Meşale'nin ışığı, gün
geçtikçe güçleniyor; Anadolu'nun ve dünyanın başka başka yerlerine ulaşıyor.
Emperyalistler ve
Türkiye faşizmi, O meşalenin ışığını söndürmek için 50 yıldır askeri,
ideolojik, kültürel, her yönden saldırdılar; halen de saldırıyorlar.
Bunu başaramadılar.
Bizler, Avrupa Halk
Cephesi olarak, vatanımızdan fiziki olarak uzak kalsak da, Kızıldere'de yakılan
meşalenin ışığında, Kızıldere manifestosu yolunda yürüyor olmanın onurunu ve
gururunu taşıyoruz.
İdeolojik netliğimiz,
devrim iddiamız,
sosyalizmde
ısrarımızla,
emperyalist kapitalizm
karşısında, faşist yönetimler karşısında devrimci mücadeleyi HER YERDE VE HER
KOŞULDA sürdürmenin sorumluluğunu taşıyoruz.
KIZILDERE İDEOLOJİK NETLİĞİMİZDİR!
Kızıldere direnişi ve
orada yazılan manifesto, günümüz dünyasında çok daha önem kazanmış durumda.
Çünkü; O meşalenin
ışığına, bugün dünya halklarının ve dünya solunun daha çok ihtiyacı var.
Kendilerini sol,
sosyalist, devrimci olarak tanımlayan bazı güçlerin, anti-emperyalist,
anti-faşist olma temel özelliklerini kaybetmeleri nedeniyle, sol olma vasfını
da kaybetmeye başladıkları,
emperyalizmin solu
solla vurma politikasının aleti haline geldikleri bir süreçte, ideolojik
netlik, hayati önemdedir.
Kızıldere bizim
ideolojik netliğimizdir.
KIZILDERE DİRENİŞ GELENEĞİMİZDİR!
Kızıldere'de
Mahirler'den devrim için gerektiğinde ölümü göze almayı öğrendik.
Siyasi olarak
yaşamanın, ancak gerektiğinde ölerek mümkün olduğunu öğrendik.
Mahirler, o gün,
"teslim olun" çağrılarına, "biz buraya dönmeye değil, ölmeye
geldik" diyebildikleri için, bugün, 50 yıl sonra, hala yaşıyorlar,
milyonlar hala "Çayanların yolundayız" diye devrim davasını
sürdürüyorlar.
Kızıldere'yi
"intihar" olarak görüp; direnmemenin teorisini yapanlar, bugün
yokturlar. Veya varlıklarını, düzenin saflarında, "emperyalizmin sol
yumruğu" olarak devam ettirmektedirler.
Kızıldere'den
öğrendiğimiz her koşulda direnmektir.
Devrim iddiasını her
koşulda sürdürmektir.
Bugün de pratiğimizi
buna göre şekillendiriyoruz.
DİRENMENİN YERİ, ZAMANI YOK;
DİRENMEMENİN GEREKÇESİ YOK!
"Avrupa'da direniş
olmaz" teorisi, mülteci yozlaşmasının mücadeleden kaçkınlık bahanesi
haline gelmiştir.
Her alanın kendine özgü
özellikleri ve koşulları vardır; bu Avrupa için de geçerlidir.
Fakat hiçbir özgünlük
ve hiçbir koşul; direnmemenin gerekçesi olamaz.
Tutsak yoldaşlarımız,
Avrupa hapishanelerinde de direndiler ve kazandılar.
Halk Cepheliler,
Avrupa'nın bir çok yerinde konser hakkı için direndik, oturum haklarımız için
direndik, ırkçılığa karşı direndik, "emeğimizle varız, haklarımızı
istiyoruz" diyerek direndik.
Emperyalizmin
saldırılarına karşı, ülkemizde faşizmin saldırılarına karşı, Avrupa'nın örgütlü
olduğumuz tüm ülkelerinde neredeyse sürekli eylem halindeyiz.
Yaptığımız en küçük
eylemde, en küçük direnişte bile, bize yol gösteren Kızıldere'dir.
Avrupa'da da bize güç
veren yol gösteren Kızıldere'nin yaktığı meşaledir.
Avrupa'da Yaşayan Halkımız ve Tüm Avrupa Halkları!
ŞEHİTLERİMİZİ ANMANIN TARİHSEL SORUMLULUĞUNU BİRLİKTE
YERİNE GETİRELİM!
Şehitlerine sırtını
dönen halklar, tarihlerine de, geleceklerine de sırtlarını dönmüş olurlar.
Çünkü şehitler, sadece
tarihimiz değil, aynı zamanda geleceğimizdirler.
Bu nedenle;
30 Mart -17 Nisan;
Devrim Şehitlerini Anma ve Umudun Kuruluşu Kutlama Günleri boyunca, Avrupa'nın
tüm ülkelerinde anmalar yapacak, Kızıldere'yi anlamak ve anlatmak için çeşitli
çalışmalar gerçekleştireceğiz.
Meydanlarda
düzenleyeceğimiz anmalarla, şehitlerimizi tüm dünya halklarına anlatacağız.
Derneklerimizde
düzenleyeceğimiz anmalarla, şehitlerimizi bir kez daha anlayacak ve
anlatacağız.
- 17 Nisan'da
Almanya'nın Köln şehrinde yapılacak anma töreniyle, tüm Avrupa'dan
katılımlarla, şehitlerimizi merkezi olarak anacağız.
HALKIMIZ, HALK CEPHELİLER!
ŞEHİTLERİMİZDEN ÖĞRENELİM!
Şehitlerimizi anlamak,
anlatmak, anmak,
tüm Halk Cephelilerin
tarihsel sorumluluğudur.
Anadolu'nun kurtuluşu
uğruna şehit düşenleri sahiplenmek, tüm halk olarak sorumluluğumuzdur.
Şehitlerimiz için
düzenlenen anmalara, eylemlere en geniş katılımı sağlamaya çalışırken,
bu günler boyunca
şehitlerimize dair yazıları, onların özgeçmişlerini okuyalım.
Onlardan öğrenelim, her
türlü aracı kullanarak, onları daha geniş kesimlere anlatalım.
Her şehidimiz,
burjuvazinin ideolojik saldırıları karşısında bir barikattır.
Her şehidimiz, düzenin
yozlaştırma saldırısı karşısında bir barikattır.
Her şehidimiz,
"hiçbir düşünce uğruna ölmeye değmez" diyen, "devrimler
bitti" diyen pespaye burjuva safsatalar karşısında, sosyalizmin
ideolojisinin zaferidir.
Şehitlerinden öğrenen,
şehitlerini yaşatan halkı ve Halk Cepheli'yi hiçbir güç yıkamaz!
ŞEHİTLERİMİZİ ANIYOR, UMUDUN KURULUŞUNU KUTLUYORUZ!
ŞEHİTLERİMİZ, TARİHİMİZ, GELECEĞİMİZ, ZAFERİMİZDİR!
30.03.2022
AVRUPA HALK CEPHESİ