Sultan-I Nevruz (Yeni Gün) Veya Newroz Alevi Halkımıza, Her Dönem Zalim Dehaklara Karşı Mücadeleyi Onuru Bilen Kürt Halkımıza, Bugünü Sömürgeciliğe Karşı Mücadele Günü İlan Eden Ortadoğu Halklarına Ve Emperyalizme-Faşizme Karşı Mücadele Eden Dünyanın Tüm Mazlum Halklarına Kutlu Olsun!
Biz Alevi halkının inancında Sultan-ı Nevruz, EVRENSEL
VAROLUŞUN SİMGESİDİR!
21 Mart doğanın doğurganlığının sembolüdür. Alevi inancında yaratanın
doğa olduğu, doğurganlığın yaratmak olduğu biliniyor.
Bu nedenle doğadaki bütün varlıkların birliğine ve
kutsallığına inanan Alevilik, bunlar arasında insanın ise yaratanın yeryüzündeki
sureti olduğuna inanır. İnsan sevgisi yaratana duyulan sevgi ile özdeştir.
Böyle bir inanç tarih boyunca, doğası gereği insana ve
doğaya zulmedenlere, tahripkarlara ve sömürücülere karşı mücadeleyi inancının
varlık ve yokluk sorunu olarak görmüştür.
Sömürücü ve zalim, Alevilik anlayışında asla insan yerine
konulamaz. Aleviliğin insan sevgisini biyolojik varlık olarak insan sevgisine
indirgeyenler, bu nedenle Alevilikten ya hiçbir şey anlamayanlar ya da Onu
bilinçli olarak çarpıtanlardır. Bu çarpıtma basit bir çarpıtma olmayıp,
Aleviliğin özünü yok etme, Alevilere sömürücü ve zalimleri de insan kabul
ettirerek, sömürü düzenleri tarafından asimile edilmelerini sağlama amacına
yönelik alçakça bir çarpıtmadır. Hacı Bektaş şenliklerinde her yıl: ''Hepimiz
insanız, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi bir olalım iri olalım diri
olalım'' sözünü ağzından düşürmeyen, Süleyman Demirel'in amacıyla
birleşenlerdir. Süleyman Demirel, ülkemizdeki gelmiş geçmiş en
işbirlikçilerdendir. İşbirlikçi sömürücü ve zalimleri temsil eden bir vatan
haini ve halk düşmanıdır. Sayısız zalimliğe damgasını vuran faşist devletin en
zalim yöneticilerindendir. Bizzat Alevi katliamlarından sorumludur.
Alevi halkımız bu nedenle sömürücü ve zalimi de insan yerine
koyanlara asla inanmamalı, itibar etmemelidir. İnsanın biyolojik bir varlık
olmadığı, insanın esasen insanlık felsefesini, kültürünü ve tavrını benimseyen
bir varlık olduğunu her yerde ve her zeminde savunmalıdır.
İnsanlık ise sömürü ve zulüm düzenlerinde sadece ve sadece
sömürücü ve zalimlere karşı mücadele içinde doğan, büyüyen bir kimlikten başka
bir şey değildir.
İşte bu nedenledir ki, biz Alevlerin inancında biyolojik
yaratıcı doğa ise, insanlığı, yani gerçek anlamda insanı yaratan da sömürücü ve
zalimlere karşı mücadeledir. Bu mücadele dışında insanlık mertebesine değil,
sadece ve sadece ya sömürücü zalimlik ya da sömürücü zalimlere kölelik
mertebesine ulaşılabilir.
Kısaca özetlersek:
- Bütün varlıkların yaratıcısı doğadır.
- Doğadaki tanrının sureti kabul edilen insanlığın
yaratıcısı ise sömürü ve zulme karşı yürütülen insanlık mücadelesidir.
Bu iki varoluş birbirinden ayrılmaz!
Aleviliğin bütün felsefesi, bütün kültürü, ahlakı, hedefi,
insan olmak için ortaya koyduğu çabanın sırrı işte budur!
Devri daim olma, cennetinde cehenneminde dünyeviliğine
inanma, Rıza şehri hedefi, insan-ı kamil olmak için çalışma çabası,
eline-beline-diline sahip olma ahlakı, musahiplik ilişkileri, kadın-erkek
eşitliği anlayışı ve daha birçok kültürel özellik, bu inancın, bu inanç
doğrultusunda yaşamanın ve mücadele etmenin birikimlerinden başka bir şey
değildir.
Dolaysıyla Aleviliği bütün bunlardan soyutlayarak ele almak,
düzenin her türlü kötülüğüne açık hale getirmektir. Muaviye ve Yezid' e lanet
okurken, günümüzün Muaviye ve Yezidlerine biat eder hale getirmek hatta onların
propagandasını yapar hale getirmektir. Pir Sultan'ların değil Hızır Paşaların
yoluna sapan insanların meşrulaştırılmasıdır.
Eğer bu kavrayış temelinde Alevilik değerlendirilirse, bugün
bunların sayısız örneklerinin saflarımıza nasıl sızdığı daha iyi
anlaşılacaktır. Alevilik adına hareket eden ama dünyanın en zalim devleti olan
Türkiye' deki faşist devlete hizmeti misyon edinenlerin, kimi emperyalist
ülkelere hayranlık besleyenlerin gerçek yüzünü görmemiz de o zaman çok daha
netleşecektir.
Ortadoğu' da Nevruz' un sömürgeci zalimlere karşı mücadele
günü ilan edilmesi aynı anlayışın sonucudur. Kürt halkımızın Zalim Dehak' a
karşı Demirci Kawa şahsında zulme karşı mücadele geleneğine dönüştürerek,
işgal-ilhak ve soykırımcı emperyalizmin işbirlikçisi vatan haini faşist devlete
karşı kahramanca direnişinin yükseltildiği bir gün olarak her yıl görkemli
kutlamalar yapması da aynı anlayışın sonucudur.
Kısacası, Doğa Tüm Canlıların Yaratıcısı, Sömürü Ve Zulme
Karşı Mücadelede İnsanlığın Yaratıcısıdır!
Halkımız, bir tek ferdine kadar bunu asla unutmamalıdır.
İnsan olmak için sömürü ve zalime karşı kurtuluş mücadelesinde yer almalıdır.
Bugün bu mücadelenin bayraktarlığını yapanlar
devrimcilerdir. Sosyalistlerdir. Alevi halkımızın RIZA ŞEHRİ hedefinden, insanın
ve insan ilişkilerinin en güzelini yaratmaya kadar her türlü değeri, bilimsel
temelde çözümleyen sadece sosyalistlerdir. Hedefleri tamamen gerçekçi başarıya
yazgılı hedeftir.
Bu nedenle başta biz Aleviler olmak üzere, her milliyetten
ve her inançtan tüm halkımızın tek temsilcisi sosyalistlerin safında yer almak
hepimizin görevidir. Sosyalizm için mücadele safları, insanlaşma ve
insanlaşırken insanlığın kurtuluşu için mücadele etmenin sonsuz mutluluğunu
tattığımız saflardır. Bizim, çocuklarımızın ve tüm dünya insanlığının tek
kurtuluş yoludur! Kısacası sosyalist olmak, tarih boyunca insanlığın en onurlu
damarını temsil eden sömürü ve zulme karşı mücadelede yer almanın değer
biçilemez onurunu yaşamaktır!
Evrensel Varoluş Günü Nevruz' u Kutladığımız Bugün Tüm Ezilen
Halkların Kurtuluşu İçin Var Olma Mücadelesi Veren İnsanlığın Onurlu Damarının
Temsilcilerine Şan Olsun!
KAHROLSUN FAŞİZM VE EMPERYALİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN NEVRUZ!
NEWROZ PİROZ BE!
YAŞASIN TÜM ANADOLU VE DÜNYA HALKLARININ SÖMÜRÜ VE ZULME
KARŞI MÜCADELESİ!
KÜRT TÜRK, ALEVİ, SUNNİ TÜM HALKIMIZ BİR OLSUN, SÖMÜRÜCÜ VE
ZALİM OLİGARŞİ KAHROLSUN!
Avrupa Halk Meclisi Alevi Komisyonu
21. Mart 2022