Kerpiç evi kuşatanlar seslendiler: Teslim olun!
Ama halkın iradesini ve kurtuluş mücadelesini omuzlamış
yiğit gerillalar haykırırlar: Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik!
O ses, MAHİR ÇAYAN'IN sesi! O ses, Anadolu ihtilalinin sesi.
Anadolu ihtilali, mayasını işte orada aldı. Kızıldere, devrimin manifestosu
olmuştur. Siper yoldaşlığın, teslim olmamanın, devrim için ölümüne çarpışmanın
adı olmuştur. Ve Anadolu'da gelişecek o tarihsel devrim mücadelesi işte orada
doğmuştur.
Mahir'ler Kızıldere'de fiziki yok oluşu göze alarak
direndiler. Ama gelecek nesillere bir direniş tarihi bıraktılar. Artık Anadolu
ihtilali halkın içinde kök salmıştı. Bu kökler o kadar güçlü ki, 50 yıldır
hiçbir güç bu kökleri yok edemedi! Ve mücadele, Mahir'den Dayı'ya, Dayı'dan
bugünlere sürmeye devam ediyor.
30 Mart'ta Kızıldere'de direnenler, 16-17 Nisan'da direnmeye
devam ettiler. Bayrağımız ülkenin her yanında dalgalanacak diyenler, direniş
geleneğini büyüterek beyinlerimize kazıdılar.
Kızıldere’den Çiftehavuzlar’a, Çiftehavuzlar’dan
F-Tiplerine, F-Tiplerden Gökhan ve Sibel'e, düşmanın her saldırısına karşı
direndik, direnmeye devam ediyoruz! Direnmemek suçtur! Direnmemek daha az bedel
ödeme anlamına gelmez! Direnmeyenler her gün ölürken, fiziki anlamda yok olan
Mahir, Hüseyin, Ulaş Anadolu topraklarında direnmeye, savaşmaya devam
ediyorlar!
Selam olsun Mahir'den bugünlere direnişi büyütenlere! Selam
olsun Mahirce dövüşen Sibel ve Gökhan'a!
Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş!
Kurtuluş Kavgada Zafer Cephede!
Mahir'den Dayı'ya Sürüyor bu Kavga!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Gökhan Yıldırım ve Sibel Balaç Onurumuzdur!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!
Stuttgart Halk Cephesi