AKP faşizmi en meşru, en yasal haklar için bile insanları
direnmek zorunda bırakıyor. Adil yargılanma hakkı, tedavi hakkını vermiyor.
İtirafçı ifadeleri ile insanlara onlarca yıl hapis cezası veriyor. Ve bunu
adaletsizliği kabul etmelerini, ses çıkarmamalarını istiyor.
Tabii ki Anadolu'nun yiğitleri bu adaletsizliği kabul etmez.
Benim bir kızım hapishanede haksız adaletsiz bir şekilde
tutsak edildi. Hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın 10 yıl 7 ay hapis cezası
verdiler.
Sibel'e 9 yıla yakın, Gökhan'a 46 yıl.
Çalmamış, çırpmamış, halkın namusuna göz dikmemiş, tüyü
bitmemişin hakkıyla saraylar dikip saltanat sürmemiş, ülke topraklarını karış
karış emperyalistlere peşkeş çekmemişler. Sadece halkın sorunlarıyla
ilgilendikleri, çözüm ürettikleri için böylesine ağır cezalara
çarptırılıyorlar. Kızım da dahil, devrimcilerin uğradığı adaletsizliği tüm
halka yapılmış adaletsizlik kabul ediyorum. Sibel ve Gökhan'ın bu adaletsizliğe
karşı gerçekleştirdikleri direnişe destek için yaptığım dayanışma açlık
grevinin 12. günündeyim.
12 gün boyunca ulaşabildiğim herkese, kurum ve kuruluşlara,
derneklere giderek Sibel ve Gökhan'ı anlattım.
Ailelere dostlara ziyaretler gerçekleştirdim.
Açlığımı onların açlığına katarak büyütmeye çalışıyorum
Sibel ve Gökhan'ın direnişini.
Büyütmeye devam edeceğim.
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım'ın talepleri kabul edilsin.
Yaşasın ölüm orucu direnişimiz...