Umuda yolculuk etmek,
gidilecek yere varmaktan
çok daha güzeldir...
Avusturya'nın Linz şehrinde Tahsin Aysu ölüm orucu direnişçileri
Gökhan Yıldırım ve Sibel Balaç'ın taleplerinin kabul edilmesi için;
25 Mayıs 2022 tarihinde 1 aylık destek açlık grevine başladı...
Yüreklerini betimsiz sevdalarla
dolduranlara ölümün hükmü
yoktur.
Zafere mahkum olanlar bedel ödemekten çekinmezler.
O bedeli niçin ödediklerinin bilincindedirler.
Dolayısıyla ölümleri küçülterek yeneceklerdir.
Geçmişte olduğu gibi bugün de böyle olacaktır...
Sibel BALAÇ Ölüm Orucu Direnişinin 159.gününde...
Gökhan YILDIRIM ise 153.gününde...
Yoldaşlarımızın direnişini binlerce kilometre uzaklarda da
olsak sahiplenmekten asla vazgeçmeyeceğiz...
Sibel ve Gökhan'ı öldürtmeyecek, zulmün zorbalığından çekip
alacak, Soysuz Süleyman'ların iktidarından er ya da geç hesap soracağız.
Onlar bütün hasta ve devrimci tutsaklar için ömürlerinin
baharında canlarını korkusuzca, hesapsızca ortaya koydular...
Dayımızın dediği gibi;
“Biz kendi rotamızda yürümeye, kendi sandalyemizde oturmaya
ve kafamızın üstünde kendi başımızı taşımaya devam ediyoruz.”
Bu onur bizimdir.
Dost düşman da bilsin ki sonuna, sonuncumuza kadar
direneceğiz.
Çünkü Tarihsel ve siyasal olarak doğru saflaşma;
sınıfsal saflaşmadır.
Bu gerçeklikle gücümüzü tarihsel, siyasal ve ideolojik haklılığımızdan
alıyoruz...
Direnmeyenin çürüdüğü,
Savaşmayanın öldüğü günümüz siyasi arenasında;
bu yüzden ölüm orucu direnişimiz siyasi zaferdir...
İki direniş karanfili ile sürdürülen ölüm oruçları yolu
yapan, yolu açan, yolu gösterendir...
Siyasi arenada kim ne derse desin;
“Güçlülerle güçsüzler arasındaki çatışmada yer almayı
reddetmek,
tarafsız olmak değil güçlülere yandaşlık etmek demektir.”
Bu yüzden günümüz dünyasında devrimcilik yapmak, onur ve
görevdir...
Tarihsel yolculuğumuzda susanlara, sessiz kalanlara,
sinenlere bir şey sormayacağız.
Çünkü; susarsan ya ölüsün,
ya ölümle birsin...
Biz hep direnenlerin safında yer alacak, hep birlikte onları
selamlayacağız..
Bu yüzdendir ki
"Eylem Umudun Anasıdır."demiş Neruda...
Ardından Devam Etmiş Kafka;
"''Onlar ciddidir ve imkânsız nedir bilmezler''
Bir adımla başlar her şey istemek, cüret etmek ve
inanmak....
Evet hayatın içinde gülümseyen yüzlerimiz Sibel ve
Gökhan'ımız bizlere sesleniyor;
"Şu vakitler belki de bize en yakın şey ölüm, fakat biz
yine de haklı olan her şey için savaşacağız."
İdeolojik ve felsefik olarak;
ölüm orucu direnişçileri biz öleceğiz demiyorlar, taleplerimiz
var!
Karşılanmazsa ölüm dahil, her şeyi göze alacağız diyorlar...
Yaşamak için, yaşatmak için...
Meselenin özü bu kadar gerçek ve yalın...
Direnişçilerin bu kararlılığını gözetmeyen, görmeyen ve
ısrarla olguyu yaşam hakkına indirgeyen yaklaşımlar direnişçilerin iradelerini
hiçe saymaktadır...
Savaşta iki irade çarpışır.
Fiziksel görünümleri bir yana irade çarpışması bütünüyle
İdeolojiktir aslında...
Savaşın haksız olanı tarihsel olarak geri olanı temsil eder.
Haklı ve meşru olanı ise; Savaştığında kazanacağını,
Savaşmadığı durumda ise elindeki tek şeyi Onurunu
kaybedeceğini bilir.
Çünkü ezilenler, yok sayılanlar sadece zincire değil, onura
da sahiptirler...
-Direniş Öğretiyor,
-Direniş Birleştiriyor,
-Direniş Saflaştırıyor,
-Direniş Kazandırıyor...
Bundandır ki direnme kararı almak, en baştan zaferi
kazanmaktır...
Direniş hayatın kendisi ise, mümkün olanın son sınırlarına
kadar zorlayacak, İmkânsızı elde etmek için başaracağız...
Adalet İstiyoruz!
Biz Kazanacağız!
Avusturya Halk Cephesi ailesi olarak;
Avrupa çapında açlık grevini sürdüren diğer direnişçi yoldaşlarımızı
selamlar,
bütün dostlarımızı, halkımızı
Tahsin Aysu’nun 1 aylık açlık grevine destek olmaya, yanında
yer almaya, sahiplenmeye çağırıyoruz...
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Yaşasın Açlık Grevi Direnişimiz!
Sibel Balaç Onurumuzdur!
Gökhan Yıldırım Onurumuzdur!
Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!
Avusturya Halk Cephesi