Avrupa Halk Meclisi Alevi Komisyonu Yayınıdır
YENİDEN ÇIKARKEN
Kerbela, 1996 yılından başlayarak aynı
isimle 16 sayı yayınlanan derginin devamıdır. Bu derginin yayını bilindiği gibi
emperyalizmin saldırılarının kurbanı oldu. Uzun süre yayın hayatına son vermek zorunda
kaldı. Şimdi okurlarına bir başka muhtevada ve biçimde yeniden merhaba diyor.
Bir başka muhteva diyoruz, çünkü o günden bu güne gerek sömürü ve zulme karşı
mücadelede gerekse Alevi hareketinde yaşanan bir çok gelişme oldu. Bize göre bu
gelişmelerin en önemlilerinden biri Halkın öz örgütleri olan HALK MECLİSLERİ’nin
kurulmasıydı. İşte dergimiz yeniden yayına başlarken, Halk Meclislerinin
Avrupa’ daki yapılanması olan, Avrupa Halk Meclisi’ ne bağlı Alevi Komisyonu’nun
yayın organı olarak konumlandırmıştır.
Yayın politikası: Sömürücü ve zalimler
tarafından tarih boyunca sürekli saldırı altında tutulan Alevi gerçeğininin ne
olduğunu ortaya koymaktır. Bu saldırıların en amansız biçimlerinden birinin de yozlaştırma
ve asimile etme saldırıları olduğu içindir ki; bugün Alevi gerçeği çoklarınca
adeta unutulmuştur. Hatta Alevi gerçeği ile tamamen zıt tavır ve davranışlar
Alevilik adına savunulabilmektedir.
Buna dur demenin ve Alevi kimliğini yeniden
gün yüzüne çıkarmanın yolu: Öncelikle tarihe yönelmek, bu tarih içinde
Aleviliğin hangi sınıfsal konumu temsil ettiğini, bu çerçevedeki hedefini, bu hedefe
yönelik eylemlilikler içinde oluşan ve giderek gelişen felsefesini, kültürünü,
ahlakını, kişilik özelliklerini, bu kişilik özelliklerinin sembolleri haline
gelen kahramanlarını ve bu zeminde gelişen örgütlenmelerini ve insan ilişkilerini
kavramaktan geçer.
Bütün bunları unutup, Aleviliği sadece
bir dinsel inanç kimliğine hapsetmek, ona yapılan en büyük kötülüktür. İnanç,
esasen bütün burada sayılanlara olan bağlılıktır ve öyle görülmelidir. Bunu
anlamayanlar, günümüzde de hala bütün şiddeti ile süren sınıf mücadelesinde
nerede, hangi safta ve nasıl yer alması gerektirdiğini anlayamayanlardır.Hatta
Muaviye ve Yezid’in o dönemin sömürücü ve zalimlerini temsil ettiğini dahi
bilmeyenlerdir. Böyleleri, işte bu nedenle günümüzün Muaviye ve Yezidleri ile
kolkola girmekte de bir sakınca görmeyen kişilikler haline gelmişlerdir.
Bu çerçevede Avrupa Halk Meclisi Alevi
Komisyonu: Alevi halkımızın bütün tarihinin, ve zalimlere karşı mücadele ve
isyanlar içinde geçtiğini tespit eder. Kültürünün, felsefesinin, ahlakının bu mücadele
ve isyanlar içinde oluştuğunu açıkça vurgular. Bugünkü kapitalizme karşı
sosyalizm; emperyalizm ve faşizme karşı bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi
içinde, sosyalizm, bağımsızlık ve demokrasi safında yer almayı zorunlu
kıldığını hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya koyar.
Bu doğrultuda, devrimcilerle omuz
omuza, tüm halkımızın sömürücü ve zalimlere karşı birliğinin sağlanması,
örgütlenmesi ve doğru bir hatta mücadeleye sevk edilmesi için çalışır.
Sorunları ne Alevi-Sunni ayrımı gibi
dinsel inanç, ne de Türk-Kürt ayrımı gibi milliyetçilik temelinde ele almaz.
Halkların böyle bölünüp çatıştırılmasının tamamen sömürücü ve zalimlerin
politikası olduğu bilinci ile hareket eder. Tüm halk güçlerinin sömürücü ve
zalime karşı birliğini sağlamanın kazanmak için tek yol olduğunu savunur.
‘’ALEVİ SUNNİ-TÜRK KÜRT BİR OLSUNSÖMÜRÜCÜ
VE ZALİMLER KAHROLSUN’’
sloganı onun temel sloganıdır. Yayın
hayatımızın 17. Sayısı ama uzun süre ara vermişlikten sonraki ilk sayısı ile
halkımızın karşısına çıkarken, sömürü ve zulme karşı, adalet, özgürlük ve
eşitlik için mücadele eden tüm yoldaşlarımızı selamlıyoruz!
Kerbela Dergisini indirmek için tıklayınız