KANSER HASTASI DEVRİMCİ
TUTSAKLAR ALİ OSMAN KÖSE VE HASAN KARAPINAR SERBEST BIRAKILSIN!
AKP faşizminin bugün elinde
bulundurduğu tek güç, devletin şiddet araçlarıdır. AKP iktidarı 20 yıldır
ülkeyi emperyalistlere, onun işbirlikçilerine haraç mezat satmakta,
yağmalatmaktadır. Bu yağmanın, talanın karşısında mücadele eden, direnenler
devrimcilerdir. Ali Osman KÖSE’ler, Hasan KARAPINAR’lar, Yasemin
KARADAĞ’lardır.
Hapishanedeki üç yüz on beş bin
tutsağın hem fiziksel koşullardan kaynaklı doğan rahatsızlıkları hem yeterli
beslenememekten kaynaklanan hastalıkları hem de keyfi uygulamalar ve rutine
bağlanmış işkencelerden kaynaklanan fiziksel zarar tutsakların tümünün hayatını
tehlikeye atmaktadır. Dört bin hasta tutsağın AKP iktidarında katledilmiş
olması, bu katliam tablosunu göz önüne sermektedir.
Bir an düşünelim, bu meydana
dört bin tabut koyalım. Ve bu tabutların başında akrabalarının olduğunu
düşünelim. Acılarla yoğrulan bir halk yarattınız. Bu nedenle, direnen devrimci
tutsaklara düşmansınız. Çünkü Ali Osman KÖSE’ler, Hasan Karapınar’alar, Aysu
BAYKAL’lar, Yasemin KARADAĞ’lar bu acıların önüne geçmek isteyen Ölüm Orucu
savaşçıları Gökhan YILDIRIM ve Sibel BALAÇ’lar hepimize çözümü gösteriyor.
Çözüm direniştir.
AKP Faşizmi, çürümüş, liğme
liğme dökülen sömürü düzenini sürdürmek için, doğrulara ve halka dair her şeye
vahşice saldırıyor. Çünkü AKP, emperyalizmin en işbirlikçi iktidarıdır ve
yoksul halka düşmandır. Nurettin Nebati “Üretimi ve büyümeyi tercih ettik. Bu
sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar.
Çarklar dönüyor” diyerek böyle itiraf ediyor. Bu itirafa gerek yoktur. Ekmeğin
alınamadığı, yetersiz beslenmeden kaynaklı ölümlerin yüzde 14 oranında arttığı,
4 milyon insanın elektriksiz yaşadığı bir ülke haline getirildik. İstatistikler
uyuşturucu kullanımında iki büyük şehrin, İstanbul ve Adana’nın dünya ölçeğinde
ikinci ve üçüncü sırada olduğu, ülkenin uyuşturucu koridoru haline getirildiği
gerçeğini ortaya seriyor.
AKP iktidarının, ülkeyi teslim
etmek istediği çeteler ve mafyalarla olan yakınlığını halkımız biliyor.
Uyuşturucuyla mücadele eden, sırf bu nedenle 46 yıl ceza alan Ölüm Orucu
direnişçisi Gökhan Yıldırım’ın cezası Yargıtay tarafından onandı.
Halka ve halkın onurlu
evlatlarına açtığınız savaşı kazanamayacaksınız. Bir kez daha uyarıyoruz. Ali
Osman KÖSE, Hasan KARAPINAR, Sibel BALAÇ, Gökhan YILDIRIM ölümü göze alarak
zulmünüze karşı direnen tekil örnekler değildirler. Halkın tüm değerlerine,
onurlu yaşama özlemine sahip çıkacak insanları bu topraklardan silemezsiniz,
söküp atamazsınız.
AKP faşizmi öyle büyük suçlara
batmıştır ki, korkusunu Ölüm Orucunda 160’lı günlere gelmiş direnişçilerin
dosyalarını ardı ardına onaylamakla gizlemeye çalışıyor. Bu korku nedeniyle
Akın Gürlek gibi cübbeli bir celladı, Adalet Bakanı Yardımcısı yapıyor. “Hiçbir
korkuya benzemez halkını satanın korkusu” diyor Nazım HİKMET. İnsanlık tarihi,
faşist diktatörlerin sonunu zulmettikleri halkın nasıl getirdiğini yazmıştır.
Tarih sözünü bir kez de AKP faşizmi için söyleyecek. Bundan hiç şüphemiz yok.
Hasta tutsakların yasalardan
kaynaklanan haklarını tanımamak, hasta tutsakların hapishanelerde
katledilmesine göz yummak kabul edilemez bir suçtur. Biz, Ali Osman KÖSE’nin,
Sibel BALAÇ’ın ve Gökhan YILDIRIM’ın taleplerinin derhal kabul edilmesini
istiyoruz. Ölüm sınırında 600 hasta tutsağın tahliyesinin önünde hiçbir engel
yoktur. Tek engel halka düşman AKP faşizmi ve onun çürümüş kurumlarıdır.
Faşizmin
suçları büyüdükçe korkusu da büyüyor. Çünkü biliyorlar ki, suç cezayı getirir.
Ve suçlu olan bu cezayı çeker. Suçlu AKP faşizmidir.
Gökhan YILDIRIM ve Sibel BALAÇ,
halkın üzerinde estirilen faşist terörün karşısında bedenlerini ölüm pahasına
açlığa yatırmışlardır. Gökhan YILDIRIM ve Sibel BALAÇ’ın inandıkları haklılık
ve meşrulukları hem onların hem halkımızın meşruluğu ve zafere inancıdır. Bu
nedenle delilimiz bedenimizdir diyorlar. Sahte dijital deliller, uyuşturucu
kaçakçısı tecavüzcü itirafçıların iftiraları faşizmin tutunduğu suçlamalardır.
Gökhan YILDIRIM’a Verilen 46 yıl cezanın, Yargıtay’da onanan bu dosyaların
hiçbir hükmü yoktur.
Adalet mücadelesini Sibel
BALAÇ’lar ve Gökhan YILDIRIM’larla sürdüreceğiz. Hasta tutsakları faşizmin
ahlaksızlığına bırakmayacağız. Adaletsizliğe uğrayan tüm halkımızla omuz omuza
verecek, bu direnişi kazanacağız. Direnişimizi zafere taşıyacağız.
TAYAD’LI AİLELER