Kerbela’nın 1342.Yılında Kurumlarımıza Saldıranlar Kim? Biliyoruz!
Kerbela Bugündür Bugün Kerbeladır Biliyoruz!
Ancak Sömürücü Ve Zalimler De Şunu Bilsinler Ki:
Kerbela Direnişçileri Gibi Asla Biat Etmeyecek Asla
Teslim Olmayacağız!
30 Temmuz günü Ankara’ da beş Alevi kurumuna eş zamanlı ve
organize bir saldırı yapıldı. Tarihimizin en kutsal direnişi olan Kerbela
Direnişini andığımız ve Muharrem Orucu tuttuğumuz ilk gün yapılan bu saldırıda,
Türkmen Alevi Bektaşi Derneğinde bir kadın canımız bıçakla yaralandı.
Bu saldırı, zamanlamasıyla, biçimiyle, hedefleriyle son
derece bilinçli ve planlı bir saldırıdır. Ve sadece saldırının yapıldığı
kurumlarımızı değil, inancımızı, kimliğimizi ve tüm değerlerimizi hedef
almıştır! Ayrıca sadece biz Alevileri de değil, tüm Anadolu halklarının
sömürücülere ve zalimlere karşı mücadelesini hedef alan bir saldırıdır! En
azından, Anadolumuzun kadim halklarını birbirine düşürüp, kırdırırken kendi
egemenliklerini sürdürmek ve iyice çürümüş düzenlerini bir süre daha yaşatmak
amacındadır. Bu nedenle saldırı başta faşist-vatan haini AKP iktidarının
saldırısı olmakla beraber, sadece onunla sınırlı kalmayıp cümle sömürücü ve
zalimlerin ve onların her kılıktaki temsilcilerinin saldırısı olarak
görülmelidir!
Peki hedeflenenler neden biz Alevilerin kurumlarıdır?
Biz Aleviler bilmekteyiz ki: Sömürücü ve zalimler, bütün
kimliği ve kişiliği, bütün kültürü ve ahlakı onlara karşı isyanlar ve
mücadeleler içinde şekillenmiş bizleri, asla saldırı menzili dışında
tutmamıştır ve tutmayacaktır! Bizlere karşı her an saldırıyı hedefleyen
teyakkuz halinde durmaktan vaz geçmeyecektir. En barışçıl göründüğü dönemlerde
bile, bu teyakkuz hali devam edecek, Alevi kimliğimizi yozlaştırma, kültürümüzü
çarpıtma, ahlakımızı bozma, kişilik özelliklerimizi dejenere etme ve
asimilasyona uğratma doğrultusunda çabaları devam edecektir.
Aksini düşünmek ya sömürücü ve zalimi tanımamak ya da bütün
tarihimizi ve bu tarih içinde şekillenen kimliğimizi inkar etmektir!
Bu nedenle: Bugün hala sömürücü ve zalimlerin egemenliğinin
sürdüğü dünyamızda ve ülkemizde, yeni Kerbelaların yaşandığının ve
yaşanacağının bilinciyle hareket etmeliyiz!
Bu nedenle: Sömürücü ve zalimlerin egemenliğinin sürdüğü her
dönem:
“BUGÜN KERBELADIR KERBELA BUGÜNDÜR” demeyi asla
unutmamalıyız!
Ve bu nedenle: tüm Aleviler olarak, sömürücü ve zalimlere,
her nerede olursa olsun asla biat etmemeli, asla teslim olmamalıyız! Uzlaşma ve
asimilasyon politikalarına karşı uyanık olmalıyız! Tarihimizde bu
uyanıklığımızı yitirdiğimiz her dönem kaybettiğimizi bilmeli ve bunun
bilincinde hareket etmeliyiz
İşte bugün tam da bu bilinçle hareket etmek: Günümüzün
sömürücüleri ve zalimlerine karşı mücadele bayrağını en önde taşıyan
devrimcilerle birleşmektir! Tıpkı Kerbela’nın kutsal şehitleri gibi, sömürücü
ve zalimlerin zulmüne karşı, yani adaletsizliklerine karşı, yaşamı pahasına
direnenlerle omuz omuza birlikte mücadele etmektir!
Daha da somutlarsak: Bugün sömürücü ve zalimlerin adalet
adına en küçük değer bırakmadığı ülkemizde, biat ettirmek için zindanlara
attığı ve olmadık zulümlerle yıldırmaya çalıştığı halkımızın en onurlu
evlatları devrimci tutsaklarla ve özellikle Ölüm Orucu Direnişçileri SİBEL
BALAÇ ve GÖKHAN YILDIRIM’ la tartışmasız bir dayanışma içinde olmaktır! Onların
adaletsizliğe karşı yukarı kaldırdığı adalet bayrağını ve taleplerini
sahiplenmektir. Bu taleplerin bizim taleplerimiz olduğunun bilinciyle hareket
etmektir. Sömürücü ve zalimler üzerinde bir baskı gücü oluşturarak, Onların
haklarını teslim etmeye zorlamak ve bu soylu direnişçilerin yaşamalarını
sağlamaktır!
Bugün tam da gerekli olan: sömürücü ve zalimlere asla teslim
olmayacak, asla biat etmeyecek, gerekirse Kerbela Şehitleri gibi fedayı göze
alarak direneceğiz demek, işte budur. Bunun anlamı, Kerbela’ anın kutsal
direniş damarının sürdürücüsü bu yoldaşların bizlere emanet ettiği canlarını
canımızdan aziz bilerek sahiplenmektir!
Tüm Anadolu Halklarına Sesleniyoruz!
Ankara’daki Alevi kurumlarına yönelik bu saldırıyı sadece
Alevi halkına yönelik bir saldırı olarak görme gafletine asla düşmeyelim!
Saldırı hepimizedir. Anadolu halklarının başta faşist-vatan haini AKP
iktidarına karşı olmak üzere, faşizme ve emperyalizme karşı bağımsızlık ve
özgürlük mücadelesini yenilgiye uğratmak için, bizi birbirimize karşı
kışkırtmak ve kırdırtmak için yapılmış bir saldırıdır! Oyuna gelmeyelim.
Sömürücü ve zalimin oyunlarını bozmak için tüm halk olarak saldırıya karşı
tavır alalım. Bütün Anadolu Halkları bir olsun Sömürücü ve Zalimler Kahrolsun
sloganını rehber alalım ve birliğimizi güçlendirelim! Her yerde ve her şart
altında devrimcilerle birlikte hareket edelim. Onların mücadelesini ve
direnişlerini sahiplenelim. Devrimciler yoksul-emekçi halkın bugünkü
koşullardaki tek temsilcileridirler. Sömürü ve zulme karşı yaşamları pahasına
direnen tek güçtürler. Sömürücü ve zalimlerin Ankara’ da Alevi kurumlarına
saldırısını ve tüm saldırılarını püskürtmenin ve onları yenerek tarihin
çöplüğüne atmanın tek yolu bunun bilincine varmak ve buna uygun tavır içinde
hareket etmektir!
Kahrolsun Cümle Sömürücü Ve Zalimler!
Faşizmin Saldırıları Karşısında Her Yer Direniş Her Yer
Kerbela!
Faşizme-Emperyalizme Ve Onların Cümle Vatan Haini
Uşaklarına Karşı Birleşelim Direnelim Ve Kazanalım!
Yenilmeyen Tek Komutan Direniştir Unutmayalım!
31.07.202
Avrupa Halk Meclisi Alevi Komisyonu