16 Temmuz'da Avusturya genelinde 25 kişi ile Sibel ve Gökhan'ın Taleplerinin Kabul Edilmesi için 1 günlük Destek Açlık Grevine katılım sağladık...
💥Gardiyanları ve yargıçları
ve savcıları,
hepsi halka karşıdır.
Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları, hepsi halka
karşıdır.
Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları,
hepsi halka karşıdır
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak, Durduramayacaklar
halkın coşkun akan selini,
Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları,
hepsi halka karşıdır.
Zindanları, tutukevleri, işkence evleri,
hepsi halka karşıdır.
Borsaları ve şirketleri ve iktidarları,
hepsi halka karşıdır.
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak, Durduramayacaklar
halkın coşkun akan selini...💥
Sibel ve Gökhan; iki yoldaş, iki çift göz, direncimizin,
direniş kalemizin umut kapısı oldular...
Onlar Bizler için, halkımız için, zor koşullarda
imkânsızlıklarda var olmak için ölüm orucu yürüyüşünün 200. Günlerini geride
bırakarak mücadeleye devam ediyorlar.
Hakikâti açığa çıkarmak ve kendi hakikâtimizden geleceği
inşa etmeye ve kurmaya çalışıyorlar...
Onlar yaşadıkları çağın sorumlusu ve devrimcileridirler...
Tıpkı bir an bile coşkusu ve inancı eksilmeyen bitimsiz
serüvenciler gibi...
En öndeler işte; açlıklarıyla, gün gün eriyen
bedenleriyle...hodri meydan diyorlar...
Yarınlarımızın yeni başlangıçları için, değer ve
geleneklerimizin korunması ve anlam kazanması için;
Faşizmin her türlü baskı ve Zorbalığına, Haksızlıklara,
Adaletsizliğe,
Sansüre ve Tecrite karşı Açlıklarıyla Haykırıyorlar;
Bizi, Düşüncelerimizi Asla Teslim Alamayacaksınız!
Onlar Yaşam Yolculuğumuzun Onurlu devrimcileri olarak,
Halkımızın sorunlarını yazgısını, çekilen acıya, sömürüye dair ne varsa
yüklenip, yaşlı dünyamızı daha yaşanılır, özgür kılmaya çalışıyorlar...
İki direnişçi bu yolculukta bir çift göz oldular...
Onlar öleceğiz demiyorlar, yaşamak ve Yaşatmak için, taleplerimizin
derhal karşılanmasını istiyorlar.
Sibel ve Gökhan Çok geç olmadan;
Kör, sağır ve dilsiz yaşayan ölüler ordusuna da
sesleniyorlar;
"Umutsuzluğa kapılmaktan korkup kaçmayın. Üstüne
yürüyün, geçin, ezin, onu...
Karanlığı aşınca umudun ışığını göreceksiniz!"
Onlar;
"Denizi seviyorsan dalgalarını da seveceksin. Korkarak
yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin,” diyenlerin, geleneğinin
temsilcileridirler artık...
Onların hayatı umuda, cürete adanmıştır...
Onlar artık tarihimizin direnç çiçekleridir...
Sibel ve Gökhan'ı Yaşatmak, bizlerin ellerindedir artık...
Onların sesi, çığlığı, haykırışı olmak için daha fazla emek
vermeli, daha fazla özverili, fedâkarca mücadelemizi büyütmeliyiz!
Halkımız;
Sonuçta Hayatlarımız gün sonunda yaptıklarımızla değil, yapamadıklarımızla
bizi yargılayacak...
Daha Fazla Sorumlulukla hareket etmeli, daha hızlı koşmalı, var
olan çabamızı devrimci çaba ile desteklemeliyiz...
Herkesin, Hepimizin yapabilecekleri sınırsız değildir!
Direnişimiz Kazanacak, Biz Kazanacağız!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Sibel Balaç Onurumuzdur!
Gökhan Yıldırım Onurumuzdur!
Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!
Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!
Avusturya Halk Cephesi...