Peki, 1908'den Günümüze Basına Yönelik
Sansür Ne Durumda?
6 Nisan
1909'da yazı işleri müdürü ve başyazarı olduğu Serbesti Gazetesi'ndeki
yazılarında İttihat ve Terakki yönetimini sert bir dille eleştiren gazeteci
Hasan Fehmi Bey vurularak öldürüldü.
1909'dan
günümüze yüzlerce gazeteci, basın emekçisi çeşitli şekillerde katledildi.
Kimisi "faili meçhul" diye geçti kayıtlara kimisi gözaltında
işkencede katledildi. Ancak katilleri Türkiye oligarşisi tarafından
"aklandı", alkışlandı, yargılanmadı.
Basın
emekçilerine, gazetecilere hukuksuz bir şekilde on yıllara varan cezalar
verildi. Yürüyüş dergisi yazı işleri müdürü Elif Ersoy beş yıldır süren bir
davadan tutuklu. Geçtiğimiz Haziran ayının 8'inde Diyarbakır'da gözaltına
alındıktan sonra 16 Haziran tarihinde 16 Kürt gazeteci tutuklandı.
Elif Ersoy'un
yaşadığı tutsaklığın da 16 Kürt gazetecinin bir anda tutuklanmasının da temel
nedeni AKP faşizminin baskı ve terörüdür. Halkın daha fazla açlığa, yoksulluğa
mahkûm edildiği günümüzde yalanlarına karşı gerçeklerin anlatılmasını istemeyen
AKP, 16 Kürt gazeteciyi tutukladı. 16 Kürt gazetecinin tutuklanması Haziran
ayında Meclis'ten geçirilmeye çalışılan sansür yasasının ardından yaşanabileceklerin
sadece bir parçasıydı.
Tüm bu
tutuklamalar ve çıkarılmak istenen sansür yasası ancak ve ancak faşizme teslim olmadan
bedel ödeyerek oluşturulacak basın barikatları ile yıkılır.
Sözde 24
Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü olan bugün 35 yıllık devrimci basın
geleneğimizden aldığımız güçle bir kez daha haykırıyoruz ki;
1987 yılında Yeni Çözüm ile başladığımız
devrimci basın olma onuru ve kararlığı yolundan milim sapmamanın gururunu ve
sorumluluğu biliyoruz.
Bağımsızlık,
demokrasi ve sosyalizm için çıktığımız bu yolda ilk günkü kararlılığımızdan bir
adım bile geri atmadık. Tüm çabamız halka yapılan zulmün suçlularını anlatmak, halkların
kendi kaderini belirlemesi ve umudun adresini göstermek için. Bunun için Halk
Okulu'nda halkla birlikte öğreniyoruz.
Bugün
dergimizi matbaaların tehdit edilmesiyle basmamız engellense bile bu halkımıza
ulaşmamız önünde asla bir engel değildir. Biz bu baskıları ilk kez yaşamıyoruz.
Biz tam 35 yıldır Yeni Çözüm'den Mücadele'ye, Mücadele'den Kurtuluş'a,
Kurtuluş'tan Vatan'a, Vatan'dan Ekmek ve Adalet'e, Ekmek ve Adalet'ten
Yürüyüş'e, Yürüyüş'ten Halk Okulu'na onurla taşıdığımız devrimci basın
geleneğimizde matbaa tehditleri, toplatma kararları, yayın durdurmalar, para
cezaları, büro baskınları hatta ve hatta muhabirlerimizin, dergi dağıtımcılarımızın,
okurlarımızın katledilmesi ya da kurşunlanarak sakat bırakılmalarını yaşadık. Yılmadık.
Halkımızın okulunda devrim iddiamızdan asla vazgeçmedik. Kendi doğru
bildiğimizden bir milim dahi sapmadık.
YÜRÜYÜŞümüz bir milim dahi sapmadan devrime kadar devam edecektir!
Halkımızın yaşadığı adaletsizliklere, açlığa, yoksulluğa sessiz kalmayacağız!
YAŞADIĞIMIZ VATAN'da EKMEK VE ADALET MÜCADELEmizde ÇÖZÜM biziz!
KURTULUŞ ellerimizde!
HALK OKULU DERGİSİ