Yunanistan’ın başkenti Atina’da Halk Cepheliler 22 Temmuz Cuma günü ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım için Türkiye Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Basın Açıklamasında ayrıca hasta tutsak devrimci tutsak Ali Osman Köse’nin durumu anlatıldı ve derhal tahliye edilmesi gerektiği vurgulandı. Yarım saat süren açıklamada Yunanca Türkçe ve İngilizce açıklama okundu. Saat 13:00’da başlayan açıklama yarım saat sonra sona erdi.
Adalet Savaşçıları Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım Ölüme Yürümeye Devam Ediyor
Onlar Ölmek İçin Değil Daha Adil Bir Ülkede, Adaletle Yaşamak İçin Direniyor
Onlar Bizim İçin Direniyor Biz De Onlar İçin Direnelim!
Tüm Gücümüzle Onlara Nefes Olalım! Sibel ve Gökhan’ı Yaşatalım!
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım aylardır ölüm orucundalar. Gün gün hücre hücre eriyerek adalet talebini, adil yargılanma talebini haykırmaya devam ediyorlar. Adalet savaşçısı Gökhan Yıldırım bugün açlığının 210’uncu, Sibel Balaç ise 216’ncı gününde.
Onlar sadece kendileri için değil zulme, adaletsizliğe uğrayan herkes için direniyor. Onlar; gizli tanık yalanlarıyla, sahte belgelerle, uydurma dijital delillerle, haksız-hukuksuz şekilde cezalandırılıp adaletsizliğe mahkum edilen binlerce siyasi tutsak için direniyor. Hapishanelerde baskıyla, yasaklarla, işkencelerle, tecritle teslim alınmaya çalışılan binlerce siyasi tutsak için direniyorlar.
Onlar tahliye edilmeyerek, tedavi edilmeyerek hapishanelerde katledilmek istenen yüzlerce hasta tutsak için, kanser hastası devrimci tutsak Ali Osman Köse için direniyorlar.
Ali Osman Köse ömrünün 38 yılını hapishanede geçirmiş, bunun 22 yılı F tipi tecrit hücrelerinde ağır tecrit altında geçmiş, 65 yaşındaki bir hasta tutsaktır. Ali Osman Köse 2 yıldır kanser hastalığıyla mücadele ediyor. İnfaz yasasına göre infazının ertelenmesi, tahliye edilmesi gerekiyor. Ancak AKP faşizmi onu tahliye etmeyerek, tedavisini engelleyerek katletmek istiyor. Tıpkı bugüne kadar hapishanelerde katledilen binlerce hasta tutsak gibi. Sibel ve Gökhan Ali Osman Köse ve onun gibi katledilmek istenen yüzlerce hasta tutsak için direniyor.
Onlar; faşizmin cübbeli cellatlarının hukuk terörüne karşı, delilsiz, kanıtsız, haksız, hukuksuz, adaletsiz cezalara karşı, „BEDENLERIMIZ DELILIMIZDIR“ diyerek çıktılar bu yola. Delil çıra demek, ateş demek, ışık demek… Onlar zalimin zulmüne, faşizmin halkı içinde boğmak istediği karanlığa karşı bedenlerini delil yapıp bir direniş ateşi yaktılar aylar önce. Aylardır yanıyor bu ateş, aylardır büyüyor.
Sibel ve Gökhan’ın yaktıkları bu direniş ateşi bizim için aylardır bir fener, bir meşale oldu. Bu ateşin etrafında kenetlendik. Bu ışığın, bu fenerin aydınlattığı yolda adalet için mücadeleye devam ediyoruz. Bu meşalenin fitili Sibel ve Gökhan‘ın gün gün eriyen bedenidir. Onlar eriyen bedenleriyle ateşi harlamaya, ışığı çoğaltmaya devam ediyorlar. Onların bedenleri eridikçe adalet ateşi harlanıyor. Onların bedeni eridikçe adalet haykırışları çoğalıyor.
Biz de bugün bu ışık sönmesin diye, onların adalet haykırışlarına ses olmak için buradayız.
Zaman amansız bir cellat. Zaman onların aleyhine işliyor. Günler ölüme akıyor. Bugün zaman denen bu amansız celladı durduralım demek için buradayız
Buradan Atina’da bulunan Türkiye büyükelçiliği önünden, Türkiye faşizminin buradaki temsilciliği önünden onlara bir kez daha sesleniyoruz;
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ı katletmenize izin vermeyeceğiz!
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın talepleri haklı ve meşrudur.
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım Onurumuzdur!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Sibel ve Gökhan’ın Talepleri Kabul Edilsin!
Yunanistan Halk Cephesi